Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 23 NİSAN, MUSTAFA KEMAL, APO

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Türkiyem




Mesaj Sayısı : 245
Kayıt tarihi : 01/06/08

23 NİSAN, MUSTAFA KEMAL, APO Empty
MesajKonu: 23 NİSAN, MUSTAFA KEMAL, APO   23 NİSAN, MUSTAFA KEMAL, APO EmptyPerş. Haz. 05, 2008 12:24 am

Meclisin İstanbul'dan Ankara'ya naklinin geciktiği günlerdedir.
Mustafa kemal sinirlidir. Yunus Nadi sorar:
"Paşam niçin önemsiyorsunuz? Siz ordu istiyordunuz, ordu işte burada!"
Yanıt çok kısa ve net olur:
"Ben her kerameti Meclisten bekleyen bir insanım. Orduyu ancak milletin iradesi, yani Meclis oluşturabilir!"

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşını seçilmiş bir Meclisle birlikte yapmak zorunda mıydı?
Değildi!
Ordu arkasındaydı. Halk arkasındaydı.
Birinci Dünya Savaşı'nda zafer kazanmış tek Osmalı Paşası'ydı. Daha Anafartalar'dan sonra "yaşayan efsane" haline gelmişti. Sadece Anadolu halkı için değil, ezilen tüm halklar için, özellikle de bütün dünya Müslümanları için bir "umut" olmuştu.
Ama onun için Meclis vazgeçilmez bir kurumdu. Çünkü demokrasiye inanıyordu. Halkındaki gücü harekete geçirebilecek en iyi yolun demokrasi olduğuna inanıyordu...
Çağı hızla yakalamanın başka bir yolu olduğuna inanmıyordu!
O Meclis'te, "Hastalıklar mikropla değil, Allah'ın takdiri ile bulaşır; sıtma ve frengi ile savaşmak için yasa hazırlamak günahtır" diyenler vardı... Mustafa Kemal'e milletvekilliğini bile çok görenler; "Bugünkü sınırlar içinde doğmamış ya da bir yerde beş yıldan fazla kalmamış hiç kimse aday olamaz" diye yasa önerileri hazrılayanlar bile vardı... Ama bunların hiçbiri ******'ün demokrasiye olan inancını sarsmadı. Orduya dayanarak kestirme yollardan gitmek kolaycılığına sapmadı.

1924 Anayasası hazırlanıyordu.
Mustafa Kemal, her "parlamenter demokrasi"de bulunan bazı isteklerini dile getirdi. Devlet başkanına, yasaları veto yetkisi tanınmasını istedi. Belirli durumlarda Meclisi fesih yetkisi verilmesi gerektiğini söyledi.
Şiddetle karşı çıkanlar oldu... Başlarında da Mahmut Esat Bozkurt ile Şükrü Saracoğlu vardı... Ve Meclis, Mustafa Kemal'e değil onlara hak verdi; büyük önderin önerileri reddedildi!
Ne yaptı Mustafa Kemal? Kızıp da askerleri ile Meclisi mi dağıttı? Elebaşlarını mı tutuklattı?
Hayır!.. Kişiliklerini ve birikimlerini kanıtlamış olan, Bozkurt ve Saracoğlu'na saygı duydu... Ve onları bakan yaptı.

Şu sözler ******'e aittir:
"Bozuk zihniyetli milletlerde büyük çoğunluk başka hedefe, aydın denen sınıf başka zihniyete sahiptir. Aydın telkinle, aydınlatma ile büyük çoğunluğu kendi amacına göre ikna etmeyi başaramayınca, başka yollara başvurur. Halka zorbalık etmeye başlar. Başarıya ulaşmak için aydın sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında tabii bir uyum olması gereklidir. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği ilkeler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır. Bu halk, bir defa karşısındakinin samimiyetle kendine yardımcı olduğuna inanırsa, her türlü hareketi derhal kabule hazırdır. Bunun için gençlerin her şeyden evvel millete güven vermesi gereklidir."
Bu sözlerde ne var?
Halkına inanç... İnsana saygı... Seçkinciliğe ve demokrasi dışı yollara karşıtlık...

1996 Nisanında İzmir'de, "Dünya ve Türkiye Açısından ******" konulu uluslararası bir konferans vardı. İzmir ****** Platformunun düzenlediği, dört ünlü yabancı bilim adamının da katıldığı, iki gün süren - çok yararlı ve etkili - bir toplantıydı bu.
Konuşmam sırasında hazır bulunanlara iki soru yönelttim:
"****** halka demokrasiyi, özgürlükleri öğretmek ve benimsetmek için "Medeni Bilgiler" kitabını yazmıştı... Demokrasinin adını bile duymamış olan, demokrasinin hiçbir koşuluna sahip bulunmayan bu halka, demokrasiyi öğretmek ve benimsetmek için kitap yazmış bir diktatör tarihte tanıyor musunuz? Olabilir mi?
******, Serbest Fırka'nın kurulması için büyük çaba göstermişti... Kendi eliyle muhalefet yaratmak için çaba göstermiş bir diktatör tarihte tanıyor musunuz? Olabilir mi?"
Sorularım herkeseydi.
Ama "Mustafa Kemal ile Apo'nun yaptıkları aynı şeydir" diyebilen "cahil", "gafil", ya da "hain" olanlara değildir.

Ahmet Taner Kışlalı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
23 NİSAN, MUSTAFA KEMAL, APO
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti Ankara'da

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Ahmet Taner Kışlalı-
Buraya geçin: