Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Yatırım-batırım

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Türkiyem




Mesaj Sayısı : 245
Kayıt tarihi : 01/06/08

Yatırım-batırım Empty
MesajKonu: Yatırım-batırım   Yatırım-batırım EmptyPerş. Haz. 05, 2008 10:46 am

Yatırım-batırım


Türkiye Cumhuriyeti, Kurtuluş ve Kuruluş felsefesine aykırı kalkışmalarla, gerçekler ulustan gizlenerek karanlığa sürüklenmektedir. Devletin temel niteliklerine karşı siyasal iktidar, oyalama ve aldatmaca ile seçimleri atlatmak çabasına düşmüştür. İktidarın açılımları, borç yüküyle çırpındıklarını açıklayan yandaş belediyelerin yardım adıyla seçmenlere dağıttıkları, yatırımları gözardı ettiği belirgin bütçeye karşın geçici işçilerin kadroya alınması, memurluk için sınav yerine yönetmelikle torpil yolunun açılması, batış tehlikesinin kimi belirtileridir.

Bir Bakan, ****** konusunda terbiye dışı yaklaşımları “Düşünce özgürlüğü” olarak nitelendirirse, bir milletvekili kıvırta kıvırta “Yeşil devrim”den söz ederse, Başbakan lâikliği “sıkmabaşa serbestlik” düzeni biçiminde anlatırsa, bir muhalefet milletvekili kürtçülüğe yakın durarak terör örgütüne “selâm” anlamlı konuşma yaparsa, yalnız çağrılıların katılacağı bildirilen bir toplantıyı ön sıralarda izleyerek teröristler için kendilerinin bile yapamadıkları önerileri eski bir MİT görevlisi pişmanlık duyarak açıklarsa, suçları üzerine yıktıkları devleti büsbütün karalamak için “Derin devlet” yakıştırmalarıyla değişik kesimler saldırıya geçer, başarılarının anısı için çektirilen fotoğraftaki görevliler nedeniyle devlet karalanırsa yarınlarda neler olacağını kestirmek güç değil. Yaklaşan seçimlerde liderlerinin listelerde yer vermesi amacıyla ne adaylar daha neler yapacaklar göreceğiz.

Boş, gereksiz şeylerle uğraşıp zaman ve değer yitirmekte üstümüze yoktur. Medyanın abartıları resmî yalanlamalarla çöktü. Derin devlet olsaydı kendini korumaz mıydı? Böyle iktidarla olabilir miydi? Kanımca, derin devlet iktidardaki hukuk tanımayan ekiptir. Soyguncu ve çıkarcılardır. Suçluları kışkırtan, destekleyen, gizleyen ve koruyanlardır. Devleti tanımayıp kendini devlet yerine koyan ya da öyle sananlardır. Kimse becerikli, başarılı, etkin, saygın, güçlü ve onurlu devlet özleminden göz etmiyor. Hep devlete vuruluyor. Oysa devlet, ülkeyi ve ulusu kapsayan bir insan ve hukuk kurumudur. Bırakınız devlet bilincini, devletin ne olduğunu doğru dürüst bilen yok ya da çok az. Türkiye’de parti devleti yok mu?

Prof. Dr. Özer Ozankaya’nın yanlışlığına-yanılgısına değindiği “Demokraside siyasal yasaklı olmaz” görüşü günümüz iktidarını getirdi. Demokrasi anlayışındaki çarpıklık, devletinin temelini, özgün niteliklerini yıkmak için ayaklanma çağrılarını bile siyasal çaba saymaktadır. Direnme hakkı ayrı, geriye, kötülüğe, karanlığa ve bataklığa dönme ayrı. İktidar partisinde bir belediye “Osmanlı Haftası Kutlaması” düzenliyor, birisi kadınlar için ayrı parktan sonra ayrı oturma ve toplantı yeri açıyor. İnsanlığı bölme, kadını dışlama, çağdaşlığı ve lâikliği kemirerek geçersiz kılma oyunları alabildiğine sürüyor.

Satırbaşları

-Toplumun büyük kesimine yansıtılmayan, medyanın da nerdeyse hiç değinmediği Petrol Yasası’nı bir daha görüşülmek üzere Cumhurbaşkanı TBMM’ne geri gönderdi. Bağımsızlığı, ülke çıkarlarını çok yakından ilgilendiren bu konuda siyasal partilerin, üniversitelerin, demokratik kitle örgütlerinin sessizliği, düşündüren, hattâ utandıran bir ilgisizlik. Birkaç yurtsever yazarın eleştirisi olmasa gerçekleri kimse öğrenemeyecek.

-Avrupalıların yazılı buyruk verircesine elatmaları gibi kimi Avrupacı yazarlar da yeni Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesine takmış durumdalar. Yineleyelim: sakınca maddenin içeriğinde değil, uygulanmasında. Gelişigüzel dâvaların açılmasında “Türklük” sözcüğünün belirgin olmadığını yazan belirginler var. Daha ne olsun? Bunu anlamayan neyi anlar? Türklük sözcüğünün içinde doğal olarak Türk Ulusu var. Ama Türk Ulusu (ya da eski dille Türk Milleti) adının-tanımının içinde yalnız Türkler değil, inanç ve soy kökeni ayrı başka yurttaşlar da var. “Türklük” baskılar ve aymazlıkla “Türk Ulusu”na dönüştürülürse Türklüğe ve Türklere saldıranlar Türk Ulusu içinde yalnız Türklerin olmadığını söylemekle birlikte Türklüğe hakaret ederek Türklere yine hakaret edecekler, ancak “Türk Ulusu’na hakaret etmediklerini” savunacaklar, suçun maddedeki öğesi oluşmadığından kurtulacaklardır. Bu kez artan tepki daha kötü olaylara neden olabilecektir. Sömürüsü kolay sözcüklerle saldırganlara daha geniş alan açılmakta, daha büyük kolaylık getirilmektedir. Azınlık ırkçılarını daha azdırmak tehlikesi var.

-Küresel ısınma nedenleri arasında ön sıradaki karbondioksit gazını sanayi kesimi salmaktadır. Son Birleşmiş Milletler raporuna göre atmosfere bu gazı en çok salan 20 ülke arasında 294 milyon tonla Türkiye bulunmaktadır.

-Milliyetçilikten korkan, milliyetçilikle ırkçılığı birbirinden ayıramayanlar gibi ayırmadan milliyetçiliğe saldıranlar da var. Milliyetçiliği karalayan yandaşları Hrant Dink’in de bir milliyetçi (elbet ermeni milliyetçisi) olduğunu unutuyorlar. Tıpkı dindar geçinen kimilerinin aşırı dinciliği uygun bulmayan Osmanlı yönetiminin günümüz Suudilerinin dedesini getirtip İstanbul’da astıklarını, böylece Vahabilerin katılıklarını uygun bulmadıklarını unuttukları gibi. Osmanlı bile köktendinciliğe katlanamıyordu. Balkanlardaki Türklere kimin-kimlerin kıydığının, oradaki Türklerin ne olduğunun unutulduğu, ermeni diasporasını eleştiren kimi ermenilerin Türkiye’de kendi açılımlarının engellenmemesi, güçlük çekmemeleri için böyle göründüklerinin bilinmezliğe gelindiği gibi.

-Saçmalığa bakınız: Türkiye’de ermeni milliyetçiliği serbest, Türk milliyetçiliği yasak. “Türk’üm” deyince faşist oluyorsunuz, “Ermeniyim” deyince ilerici ve demokrat! Hrant olmak bizden bir yurttaş olmaktır. Ama ermeni olmak bizden olmamaktır. Durum bu ölçüde basittir. Toplumsal birer gerçektir, Türk’ten daha Türk ermeni, ermeniden daha ermeni Türk de vardır. Öz, ırkta değil, insanlıktadır. İnsanlık olmayınca hangi soydan olunursa olunsun önemi yoktur.

-Yurdun nasıl kurtarıldığını, kul-kölelikten yurttaşlığa, ümmetten ulusa nasıl geçildiğini, tam eşitlikçi bir halk demokrasisi olan cumhuriyetin nasıl kurulduğunu, bağımsızlığı ve ulusal onurla birlikte barışın ve dostluğun ilkesi milliyetçiliğin ne olduğunu bilmeyen, özellikle ******çülüğü kavrayamayan kimileri, ırkçı-turancı-faşist-şeriatçı-bölücü-yıkıcı karışık kişilere bakıp milliyetçiliğin gerilimden başka bir şeye yaramayacağını, sorunlara çözüm üretemeyeceğini söyleyerek zararlı olduğunu yazmaktadır. Kimileri de saptırılmış, amaçlı, gerginlik yaratan toplantı ve yürüyüşleri eleştirecek yerde “Bayrak mitingleri” diye haklı tepkileri, birlik ve barış istemlerini, ulusalcı canlanışı alayla alıp karalıyor. Uygar, barışçı, insanlık çağrılı etkinlikler önermiyorlar. Yatıştırıcı yazılarla sağduyu özeninden söz etmiyorlar. Kışkırtıcılık, zıtlaşma, koyu yandaşlık, kendileri gibi düşünmeyenlere düşmanlık ve saldırı oyunu var. Hoşgörü ve anlayış yok. Soygunu, hırsızlığı, ahlâksızlığı, adaletsizliği, satılmışlığı, şeriatçılığı, mandacılığı, kaçakçılığı, faşistliği, tüm kötülükleri bırakıp ****** milliyetçiliğine saldırmak usdışı bir kalkışmadır. Milliyetçiliğin sömürülmesini, milliyetçiliğe aykırılıklara değinip gerçek milliyetçiliği savunmayanlar çevre ülkelere göz atmalıdır.

-Yassıada Yüksek Adalet Divanı’na ilişkin filmde, yargıda hiç geçmeyen, geçmesi olanaksız, ilgisiz durumlar ve sözlere rastlanmaktadır. Gerçeği yansıtmayan, amaçlı yayınlar- filmler yarar yerine zarar getirir. Türk Yargısını, Türk Adaletini küçük düşürenler bağışlanamaz.

Düzeltme: Önceki sayımızın 14. sayfasının ikinci sütunun 17. satırındaki (1991) den sonra gelen “Ancak” sözcüğü “Annesi” olacak. Yanlış dizgiden ötürü yazarından ve okuyucularımızdan özür dileriz.

Yekta Güngör Özden
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yatırım-batırım
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Yekta Güngör Özden-
Buraya geçin: