NEREDE O ESKİ TÜRKÇÜLER?...
Atillâ İLHAN
Bir ara söylemiştim ya, ünlü ırkçı/ turancı lider
Nihal ATSIZ; İki ay kadar-Boğaziçi Lisesi'nde benim, edebiyat hocamdı; derslerinde, zaman zaman, Orta Asya 'muhabbeti' olmuştur; eski Türklerin gelenekleri görenekleri filan! Tuhaftır, İslamiyet'le ilgileri bahsinde, herhangi bir konuşmasını hatırlamıyorum. Acaba konuştu da ben mi unuttum? Yok canım! O dönemim Türkçü dergileri de - yıllar sonra 'ülkücü' dergilerin yaptığı gibi - Türk/İslam Sentezi'ni, baş köşeye oturtmazlardı ki!... Yanlış hatırlamıyorsam, Türklerin daha çok İslam öncesi dönemi yüceltiliyordu.
Acaba neden? Türkçülükle İslamcılığın, işin başından itibaren, araları 'şeker renk'ti' de, ondan! Şimdi çoğunuza bu, yakışıksız bir şaka gibi mi geliyor; öyleyse biraz konuşalım.
Tükçülük'te 'üç temel esas'
Türkçülük Tarihi'nin en mümtaz simalarından İsmali Gaspirinskiy, Rusya Türklerindendir; Türkçülüğü üç temel esas üzerine bina etmiştir ki, bunlar 1/ dil birligi 2/ düşünce birliği, 3/ İş birliğidir. Dikkat isterim, din birliğin'den söz etmiyor.
Dahası var Gaspıralı İsmail Bey'e (Gaspirinskiy) göre, Türkçülüğün başlıca silahı elbette eğitim olacaktı, ama medrese eğitimi değildi bu; 'Usul-ü Cedit' eğitimi idi; müfredatından, Ku-ran'ın 'tilavetı' ve İslamiyet'in 'kaideleri' - yani şeriat çıkarılmıştı; medreselerin aksine, matematik, tarih, coğrafya gibi 'dünyevi' dersler okutuluyordu. Gaspıralı İsmail Bey'in, başını çektiği bu hareket, Rusya Türkleri arasında zamanla yaygınlaşmış, yandaşlarına Ceditçi denilmiştir.
Prof. Dr. Sergey Zemkovskiy, konuyu irdelediği kitabında bakınız ne diyor: "....Orta Asya'da Müslüman Liberal harekete ilk önayak olanlar - yani Türkçüler - Muhafazakar çoğunlukla şiddetli bir aykırılığa düştüler. Liberaller eğitimin modernleşmesini istiyor; yalnız geleneksel hayat tarzının değişmesi Müslüman toplumu çökmekten kurtaracaktır' diyorlardı. Muhafazakarlar, böyle bir değişikliğin, hiç şüphesiz aile hayatı ve Müslüman uygarlığı için büyük bir tehlike olduğunu ileri sürüyorlardı" (Rusya'da Pantürkizm ve Müslümanlık',S 70)
Bu kadar mı, hayır! Mevlidin firaklı yeri, daha sonrası: Cedit nüfuzuna karşı, Ruslar hükümet olarak 'muhafazar Müslümanları desteklemeyi düşünmüş; medreselere ve din adamlarına, büyük önem vermişler. Cedit Hareketi'ne Ruslardan çok sinirlenen, Ceditlerin Ruslar ve Orta Asya toplumları için zararlı bir grup olduklarını söyleyen, '(gelenekçi)' Müslümanlar, Taşkent'teki Rus otoritelerini Ceditçi'lerden daha sempatik buluyor; o kadar ki 1907 yazında 'Ceditçi' 'radikal' Terakki gazetesi, medreselere ve hacı hoca takımına, hücum edince, gelenekçilerin ve 'Kadimistler'in' (Kadim''den geliyor) öfkesini ayağa kaldırmış; Taşkent'teki bir müslüman toplantısında Terakki'nin yayıncıları ve onları destekleyenler, 'münkir' ilan edilmiş ve camiden kovulmuş!..
Bu hepimize bir şeyler hatırlatmıyor mu?
'Türkçülüğün Esasları'
Gaspıralı İsmail Bey'de, daha sonra Türkçülük Hareketi'ne gerçekten bilimsel diyebileceğimiz boyutlar katacak olan, Yusuf Akçura'da, Türkçülüğü, Rus Çarlığı'nın yayılmacı ve müstebit eğilimlerine karşı, Türklerin kurtuluş hareketi olarak tasarlamıştır.
Çarlık Yönetimi, bunu derhal fark ediyor, ağırlığı medrese kökenli şerifatçılara veriyor, Türk lafını ortadan kaldırıp yerine Müslüman lafını koyuyorlar. Malum ya 'İslamiyette Kavmiyet Yoktur', 'din kardeşliği içinde', milletler eritilir; buda elbette Çarlığın işine geliyor.
Cedit Hareketi'ne karşı, medrese kökenli 'muhafazakarlar' ne mertebe Türklükten uzaklaştırmış olduklarını anlamak mı istiyorsunuz, 1917 Rusya Türk Halkları 1. Kurultayı hakkında Rusya Türklerinden Halim Sabit Bey'in 'Yeni Mecmua'da' ne yazdığına bir göz atacaksınız:" ... "Rusya'daki Kurultay'da ancak bir avuç kişi Türk olduğu tezini savunabilmiş geriye kalanların büyük parçası bir Tatarız, diğer parçası biz Müslümanız ya da Ruslar öyle diyor diye 'Muhammediyiz' tezinde direnmiştir." (Yeni mecmua 25 Nisan 1918)
Meraklısı elbette bilir ya, bilmeyenler için diyelim ki bu Kurultay Şubat Devrimi'nde sonra, Ekim Devrimi'nden önce toplanmıştı; Emin Resulzade'den Zeki Validof'a (Zeki Velidi Togan) Rusya'nın büyük 'Türkçüleri' hepsi orada konuştular, onların dedikleri de üç aşağı beş yukarı bu mealde; Türk /İslam Sentezi savunması yapmıyor tam tersine, Türklüğü, bağımsızlığı için, Rus egemenliğini kabul etmiş 'muhafazakar' takımın, elinden kurtarmaya çabalıyorlar. Neler dediklerine sonra geleceğiz, önce tarihi, bir o kadar da çarpıcı, bir benzerliğe işaret etmek istiyorum.
Anadolu İhtilali ve İnkilabı'nın heyecanlı yıllarında - Halife başta olmak üzere - 'muhafazakar' takımının ağırlığını nasıl Düvel-i Muazzama'dan yana koyduğunu hangimiz hatırlamaz? Anadolu halkının yurt ve millet bilincini uyandırmaya gayret eden Müdafaa-i Hukuk ve Kuva-yi Milliye 'liderleri' hakkında 'idam fetvası' Şeyhülislam'dan sâdır olmamış mıydı? Ve aynen Rusya'daki gibi, İngilizler ('Sistem'), egemenliğini 'muhafazakarları' tutarak pekiştirmek istemiş aralarında Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp gibi Türkçülerin de bulunduğu Anadolu Cedit'çileri buna silahla karşı çıkmamış mıydı?
'Müsecceel' Kemalist Falih Rıfkı, sık sık Türkçü' olduğunu söyler 'Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nde Ziya Gökalap'ten Hamdullah Suphi'ye bir sürü 'Türkçü' vardır. 'Türkçülük' Almanların dürtüsüyle 'Irkçı/turancı' Amerikalıların dürtüsüyle 'İslamcı' olmadan 'esir edilmiş' -'esir edilmek istenen'-Türklerin anti -emperyalist kurtuluş hareketiydi.
Sıra geldi o Kurultay'da 'Türk Büyükleri'nin Söylediklerine!...