Malta sürgünleri olayı ve Türklerin beraati
Mondros Mütarekesi üzerine, İngilizler İstanbul'a ayak basınca, Türkiye'de amansız bir "insan avı" başlatıldı. İngiliz polisi ile "Ermeni tazısı" el ele verdiler. Sorgusuz sualsiz birçok kimse tutuklandı ve sonra bunlar Malta Adası'na sürüldüler. Sürülenlerin çoğu Türkiye'nin ileri gelenleriydi. İçlerinde Sadrazamlık, Nazırlık, Genelkurmay Başkanlığı, Harbiye Nazırlığı, Hariciye Nazırlığı, Meclis Başkanlığı, Mebusluk, Valilik, Ordu Komutanlığı yapmış kimseler vardı.
İngilizler bu sürgünlerin önemli bir bölümünü Ermeni katliamı yapmış olmakla itham ediyorlar ve yararlanmak istiyorlardı. Yalancı şahitlerle, harp zamanı propagandasına dayanan dosyalar da hazırlanmıştı. Ama İngiliz Başsavcılığı, bu sürgünler hakkında dava açabilmek için katliam yapıldığına dair deliller istedi. İngiliz Dışişleri her tarafta delil aradı. Amerikan arşivlerine de başvuruldu. Ama Türkiye'de Ermeni katliamı yapıldığı ve Malta'da sürgünde bulunan Türklerin suça katıldıkları ispat edilemedi. Malta sürgünleri aleyhinde dava açılamadı. Sürgünler sonunda serbest bırakıldılar. Malta sürgünleri olayı, bir bakıma Türk milletinin aklanması, beraatı anlamı da taşır (Bilal N. Şimşir, Bilgi Yayınevi s.89).
İSVİÇRE'DE NASIL OLDU?
1995 yılında Ermeniler, "Soykırımı tanıyın" diye İsviçre Federal Parlamentosunu baskıya alıyorlar. Türk dernekleri karşı çıkıyor. Parlamento karar alamıyor. 2001'de Ermeniler "Soykırımı inkâr ediyorlar" diye Türk derneklerini savcılığa şikâyet ediyorlar. Bern mahkemesi soruşturma açıyor. 2002'de mahkeme, "Ermeni iddiaları Yahudi soykırımı gibi kanıtlanamadı" diye karar alıyor. Ermeniler Bern İstinaf Mahkemesine itiraz ediyorlar. 16.04.2002'de Bern İstinaf Mahkemesi, "Temyiz hakkınız yok" diye karar alıyor. Ermeniler bu defa Federal Mahkemede (Yargıtay) itiraz ediyorlar. 07.11.2002'de Federal Mahkeme Ermenilere darbe indiriyor. Bern İstinaf Mahkemesi kararını onaylıyor. Fakat 16.12.2003'te İsviçre Federal Ulusal Meclisi, Bern Mahkemesi ve Yargıtay kararlarını hiçe sayıyor ve "Ermeni soykırımı" kararı Meclisten geçiyor: 67 ret, 11 çekimser ve 107 kabul (s.248).
FRANSA ESKİ KÜLTÜR BAKANI DA İTİRAZ ETMİŞTİ
Fransa'da benzer bir yasayı parlamentosundan geçirmeye kalkışınca YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a mektup yazarak, Fransa'nın ünlü kamu hukukçusu Georges Vedel'in 2003 yılında "Bu tür konuların kanunla düzenlemesi anayasaya aykırıdır" şeklinde mütalaa verdiğini hatırlatmıştı.
Fransa eski Kültür Bakanı Jack Lang şöyle haykırıyordu:
"Yahudi soykırımının inkarına ceza öngören Gayssot yasası Nürnberg duruşmalarına mahkum edilen suçlara ve bu mahkemenin kararına dayanır. Ermenilere soykırım yapıldığını inkar etmek hangi mahkeme kararına ve hukuk kaynağına dayanacaktır? Anayasa Mahkemesi'nin bu yasayı iptal edeceği açıktır."
Ermenilere soykırımı inkar etmenin cezaya bağlanması, söz ve düşünce özgürlüklerine aykırıdır. Bilimsel araştırmaların önünde engeldir.
19 saygın ve tanınmış Fransız tarihçisi, Liberasyon Gazetesi'nde "Tarih için özgürlük" başlıklı bir bildiri yayınladılar. Bildiride şu satırlara yer veriliyordu:
"Tarih bir din değildir. Tarihçi hiçbir dogmayı, yasağı ve tabuyu kabul etmez. Tarih, gündemin tutsağı değildir. Tarihçi, geçmişteki olaylara bugünün duyarlılıklarını sokmaz ve günümüzdeki ideolojik kalıpları geçmişe uygulamaz. Tarih, hukuki bir nesne değildir. Özgür bir devlette, tarihi gerçekleri tanımlamak ne meclise ne de hukuk yetkililerine aittir. Devletin politikası, tarihin politikası değildir."
Vural Savas