Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Vatan




Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 07/06/08

Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap Empty
MesajKonu: Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap   Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap EmptyC.tesi Haz. 07, 2008 12:04 pm

Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap

Önce, İngilizlerin ünlü gazetesi The Times'ın 1938 yılında yani 68 yıl önceki Pazar ilavesinde çıkan "Yeni Türkiye" başlıklı başyazıya bakalım:

"Avrupa'nın Hasta Adamı'nı birkaç yılda ilerici modern bir ülkeye ve Balkan Yarımadası'nda, Doğu Akdeniz'de ve Batı Asya'da bir barış ve istikrar abidesine dönüştüren ihtilal (Anadolu İhtilali) gibi sürpriz değişimlere tarihte çok az rastlanmıştır.

"Savaş (Birinci Dünya Savaşı) öncesi Türkiye'nin zayıflığı, uluslararası politikada duyulan rahatsızlıkların verimli bir kaynağını teşkil ediyordu. Ülkenin içindeki ayaklanmalar ve baskı olayları, her zaman iştihası kabarık olan dış güçlere müdahale fırsatı vermiş oluyordu. Komşuları, Türkiye'nin sonunu beklerken, çöküntüden pay kapmayı ve zengin mirasını paylaşmayı umuyorlardı.

"Finansal rakipler arasında şiddetli siyasi kıskançlıklar vardı. Constantinople (İstanbul), ülkenin doğal kaynaklarını istismar etmek için rüşvet ve siyasi baskılar kullanan ve Türkiye'nin çıkarlarını hiçe sayan yabancı imtiyaz arayıcıları arasında adeta bir savaş arenasına dönmüştü.

"Bugün Türkiye herkesin saygısını kazanmıştır. Artık hiçbir yabancı Türkiye'nin içişlerine karışmayı aklının ucuna bile getirmiyor. Komşular, bırakın Türkiye'ye kötülük yapmayı, onunla iyi geçinmek ve ortak çıkarlar doğrltusunda Türkiye ile işbirliği yapabilmek istiyorlar.

ATATÜRK'ÜN CUMHURİYETİ, BİR BAŞARIDAN DİĞERİNE

"Yabancı finans çevreleri; yeni Türkiye'nin, herhangi bir projeyi, ancak ülkenin çıkarları ve iktisadi bağımsızlık doğrultusunda olduğu takdirde görüşülebileceğini artık öğrenmiş bulunuyor.

Kemal ******'ün zaferleri, Lozan Anlaşması ile 1923'te tescil edilmiş ve tanınmış oldu. O tarihten beri onun kurduğu Cumhuriyet, bir diplomatik başarıdan bir yenisine uzandı. Balkan Paktı'nın oluşumu, Asya Paktı (Sadabat Paktı), Montreaux Konferansı, İngiltere ile finansal anlaşma ve Fransa ile İskenderun Sancağı ile ilgili barışçıl anlaşma. Asya Paktı Türkiye'yi İran, Irak ve Afganistan ile ortak çıkarlarının savunması konusunda birleştirmiştir.
Bu değişimi herkes bilmektedir..."
Yunanistan'ın o zamanki Başbakanı Venizelos, Nobel Ödülü Komitesi Başkanlığı'na yazdığı 12 Ocak 1934 tarihli yazıda bu değişimi şöyle değerlendiriyor:

"Bay Başkan,
Yedi asra yakın bir sürede Yakın Doğu ve Orta Avrupa'nın büyük bir kısmı kanlı mücadelelere sahne olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu ve Sultanların mutlakiyetçi idareleri bunun başlıca amili (etkeni, sebebi) idi.

Hırıstiyan milletlerin İmparatorluğa bağlanmaları ve bundan mütevellit Salibin (Haçın) Hilal'e karşı yaptığı kaçınılmaz mücadeleler, kurtulma emeli ile bu milletlerce yapılan isyanlar, Osmanlı İmparatorluğu Sultanların idaresinde kaldığı sürece devamlı tehlike kaynağı teşkil eden bir durum husule getiriyordu.

Mustafa Kemal Paşa'nın muhasımlarına (düşmanlarına) karşı yaptığı millî harekatın galibiyetle sonuçlanmasını müteakip 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması bu istikrarsız duruma son verdi.

Bir milletin hayatında bu kadar kısa süre içinde böylesine köklü bir değişm nadir vuku bulmuştur.

"Teokratik bir rejim içinde yaşayan, din ile hukuk kavramlarının birbirine karıştığı çökme yolundaki bir imparatorluğun yerini güç ve hayat dolu modern ve millî bir devlet almıştır.

"Büyük devrimci Mustafa Kemal Paşa'nın başlattığı hızla, mutlakiyetçi sultanlar rejimi yıkılmış, ve gerçekten lâik bir devlet kurulmuştur. Millet tümü ile çağdaş uygarlıkların önünde yer almak için, şevk ile, ilerleme yolunda bir atılım yapmıştır.

"Barışı takviye hareketi, yeni ve seçkin Türk devletine bugünkü görüntüsünü veren tüm iç reform hareketleri ile birlikte yürümüştür.

"Türkiye, yabancı unsurlarla meskun (Türk olmayanların yaşadığı) vilâyetlerini terk etmek hususunda tereddüt etmemiş ve antlaşmalarda da belirtildiği üzere kendi millî sınırları ile samimi şekilde iktifa ederek (yetinerek) Yakın Doğu'da barışın gerçek savunucusu olmuştur.

Kanlı mücadeleler nedeni ile uzun yıllar Türkiye ile düşman durumunda kalan biz Yunanlılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun yerini alan bu ülkede vuku bulan bu köklü değişikliğin etkilerini duyan ilk kimseler olduk.

"Anadolu faciasının hemen akabinde kendini yenileyen Türkiye'ye, bir anlaşma fırsatı görerek, elimizi uzattık. O, bu uzanan eli samimiyetle kabul etti.

VENİZELOS: MUSTAFA KEMAL PAŞA'YI NOBEL'E ADAY
GÖSTERMEKLE ŞEREF KAZANIRIM

"Ciddi anlaşmazlıklarla ayrılmış olan milletlere samimi bir barış örneği veren bu yakınlaşmadan, iki ülke için olduğu kadar, Yakın Doğu barışı için de yararlı sonuçlar doğmuştur.

"Barışın medyun (borçlu) olduğu bu kıymetli katkının sahibi kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'dır. Bu nedenle 1930 yılında Yunan Hükûmet başkanı sıfatı ile ben, Türk-Yunan Paktı'nın imzası ile Yakın Doğu'da barışa doğru yeni bir devir başlarken, Mustafa Kemal Paşa'yı Yüksek Nobel Barış Ödülü için aday göstermekle şeref kazanırım.

İhtiramatı faikamın (üstün saygılarımın) kabulünü rica ederim Bay Başkan."

Hal böyleyken, Liberal Düşünce Topluluğu Başkanı Prof. Dr. Atilla Yayla "Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder (Kemalizm ilerleme değil, gerilemedir)" diyebilmiştir.

Uşaklar, efendileriyle mücadele edenleri düşman gözüyle görürler ve gelişme yolundaki ülkelerde kendini "Liberal" olarak tanımlayan aydınlar (!) arasında emperyalizmin uşaklığına soyunmamış kişiler bulmak gerçekten zor...

Bu yazımı Goethe'nin söyledikleriyle bitirmek istiyorum:

"Liberal düşünceler üzerine konuşulduğunu duydukça, insanların boş sözlerle nasıl oyalandıklarına hep şaşıyorum: Bir düşüncenin liberal olmaya hakkı yoktur!"

Vural Savaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Venizelos'tan Attila Yayla'ya cevap
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Vural Savaş-
Buraya geçin: