Yeni mürteciler
8 Mayıs akşamı haber televizyonlarında "cumhurbaşkanlığı" konusunda yapılan tartışmaları izliyordum. Televizyon reklam arası verince, uzaktan kumanda ile geriye doğru gittim.
Karşıma "24" adlı ve Fethullahçı olduğu söylenen ve öyle olduğu her halinden belli bir televizyon çıktı. Yeni mürteciliğin üç mümtaz siması, Mehmet Altan, Cengiz Çandar ve Eser Karakaş oturmuşlar, son demokrasi ve özgürlük mitinglerini yerden yere vurmaktalar.
Dördüncü mümtaz sima Ali Bayramoğlu ise "laikçi ulusalcılık, ulusalcı laiklik" yavesi ile kareyi tamamlamakta (Yeni Şafak, 21 Rebi’ul-Ahır 1429 yani 09.05.07).
ŞANLI FAMİLYA!
Beyzadelere göre bu toplantıların demokrasi ve özgürlük kitabında hiçbir kıymeti harbiyesi yokmuş, çünkü TSK esinli, militarist güdümlü toplantı imişler.
Yeni mürteciler kuşkusuz yukarıda adını verdiğim dört şahıstan ibaret değil. Ana Rahmine Haklı Düşenlerin, İkinci Cumhuriyetçilerin, Neo Liberallerin tamamına yakını bu şanlı familyanın gönüllü ve bilinçli üyesi. Çoğunluğu mutasyona uğramış "goşist" tayfası...
"Hakiki" mürteci olan İslamcılar ile araları çok iyi olup yakında kız alıp-vermeye de başlayabilirler. Başlamamışlarsa tabii... Yeni mürteciliğin en önemli özelliği: Sadece işine geleni hatırlamak; gerçeklere bakarken durmadan gözlük değiştirmek!
SADIK HİZMETKÁR!
Yeni mürteciler işçi ve köylü sınıflarından nefret ederler, küçük burjuvazi ile dalga geçerler ama müminine, münkirine bakmaksızın büyük burjuvazinin sadık hizmetkárlarıdırlar.
Yeni mürteciler türlü ailesel ve bireysel nedenlerle Cumhuriyet’ten nefret ederler. Bu nefretin ailesel kökenini Milli Mücadele’ye, Birinci Millet Meclisi’ne, İstiklal Mahkemeleri’ne, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na, Serbest Cumhuriyet Fırkası’na, Demokrat Parti felaketine gider. Bireysel öfke ve hıncın kaynağı ise 12 Mart darbesi. Tam iktidara geçip Politbüro üyesi olarak memleketi yöneteceklerdi, sol gösterip sağ vuran felaket geldi.
Benim yaşımdakiler çok iyi tanır bunları. "Cumhuriyet" nefretlerinin ağusunu 1923-1950 yorumlarına akıtırlar; CHP’nin hatta TİP’in köküne kibrit suyu dökmüşlerdir. Nefretlerini saklamak gerektiğini düşündüklerinde "düşmanımın düşmanı benim dostumdur" ilkesi uyarınca İslamcıları ve AKP’yi desteklerler.
AVCIYA KUŞ GÖTÜREN!
AKP’nin Avrupa Birliği’ne yaranmak için çıkardığı ama uygulamadığı yasalar onlar için birer demokratik devrimdir. Ama bu partinin söz vermesine karşın milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmadığını, siyasal partiler ve seçim yasasını demokratikleştirmediğini; yüzde 10 barajını sıfırlamadığını; emekçi sınıflar lehine parmak oynatmadığını ağızlarına bile almazlar.
Yeni mürtecilere göre, AKP’nin son cumhurbaşkanlığı bozgunu, bu partinin antidemokratlığının, beceriksizliğinin, basiretsizliğinin, çıkarcılığının ürünü değildir. CHP’nin demokrasi, özgürlük ve halk düşmanlığının kanıtıdır.
Yeni mürtecilere göre, cumhurbaşkanını halka seçtirmek halkçı bir girişimdir. Halkçı bir girişim olduğu için halka sormak gerekmez. Tayyip Erdoğan’ın seçtiği cumhurbaşkanın TBMM tarafından seçilmesi yeterince demokratik değildi. Bu nedenle, aynı aday halk tarafından seçilirse demokrasi kuşu tam göğsünden vurulur.
Yere düşen kuşu avcıya getirmek de yeni mürtecilerin işidir!
11.05.2007