FRANKFURT - Araları çizgili sözcükler olur hani. Şarkı notaları olur üzerinde izler kalmış. Hani yaşama, aşka dair.
Philip Larkin , "Yıllar Sonra Aşk Şarkıları" nı söylerken "aşk" der, "o, sözü sık sık edilen göz kamaştırıcı bir ışık"...
İçinde gizli tazeliğin türküsü olmayanlar nasıl bakar yaşama, doğaya, kadına, kuşlara, çiçeklere, çocuklara!..
Denize, ırmağa, ağaçlara nasıl bakar, ne hisseder?
Bir arkadaşım dedi ki:
"Hiçbir kentte deniz ve dağlar bu kadar iç içe değildir..."
Antalya 'da otelin bahçesinde kahvelerimizi yudumluyorduk bir pazar sabahı...
Gerçekten insanı büyüleyen bir güzellikteydi Akdeniz ve Beydağları...
Ben, bir de Bafa Gölü 'nün kıyısında dinlenirken Beşparmak Dağları 'nı seyrederim...
Bakışlarımda bir şaşkınlığın yapraklandığını fark ederim o anda...
Bafa Gölü'ne kurulan tuzaklar, Serçin köylülerinin Özbaş ailesiyle savaşımı, Söke Ovası 'nda toprak işgalleri, Elmalı, Fethiye...
Toplumun bilinci o yıllar 68 kuşağının öncülüğünde öğretmenlerle birlikte gelişti, Söke Ovası'nı işgal eden devrimciler (şimdilerde hemen hemen çoğunluğu İkinci Cumhuriyetçi, Sorosçu, ABD'ci oldu) Fahri Tanman 'ın adını sanırım unutmamışlardır!
Elmalı, Söke ovaları, Atalan, Göllüce...
Bülent Ecevit 'in Göllüce'deki o Türkiye'yi sarsan konuşması:
"Toprak işleyenin su kullananındır..."
Antalya'da İsmail Alkaya 'yla karşılaştım. Elmalı'da toprak işgallerinin simge adıydı. Yine kasketi başında ve gözlerinde bir sabah aydınlığı.
Antalyalı gazeteci Oktay anlattı. 1978 kuşağından bir arkadaş. 12 Eylül'ün o acı ve hüzünlü günlerini bir kara mizah ustası gibi dillendirirken ben yine dalıp dalıp gidiyordum...
Belki sohbet sırasında hiç yeri değil ama soruyorum:
"Türkiye'de Marksist temele dayalı bir siyasal oluşum gerçekleşemez mi?"
***
Neredeyse 35 yıldır CHP'yi "sol bir parti" sandık ve oy verdik...
Çünkü karşımızda CHP'ye alternatif olabilecek güçlü bir siyasal yapılanma yoktu...
Bir dönem 1999'da "umut olan" aşkın partisi ÖDP , ilk seçimde zokayı yedi. TKP , İP ve ötekilerin durumları belli. Kızacaklar ama söyleyeyim:
"Saydığım partiler tarikatların cemaat yapısını andırıyor..."
Kızmayın, gerçekten böyle!..
Türkiye siyasetin siyasetsizleştiği bir dönemden geçiyor...
AKP'ye karşı emek ağırlıklı bir muhalefetin var olması gerçekten o denli zor mudur?
Bakıyorum kendilerini "sol" ya da "sosyalist" diye tanımlayan partiler kurultayların dışında bir etkinlik gösteremiyor, emek-sermaye çelişkisini topluma anlatamıyorlar.
Elmalı'da 68'in bilinçli lideri Alkaya o dönemi çok iyi bilir...
Süleyman Genç, Sabri Ergül, Tayyar Eraslan, Zihni Çetiner, Ali Karşılayan "sol örgütlenmenin" ne olduğunu, emek-sermaye çelişkisinin bir siyasal hareketi nereden nereye getirdiğini zaman zaman anlatırlar...
Bu eylemlerin içinde şimdilerin neoliberalleri ve Soros'un çocukları da vardır...
Ne bileyim, belki asıl onlar bu hareketin içine girdikleri için amacına ulaşamamıştır.
Bizim solculuğumuz, sosyalistliğimiz kısır çekişmelerle hep yerinde saydı...
Philip Larkin 'in "Yıllar Sonra Aşk Şarkıları" şiirinde olduğu gibi araları çizgili sözcüklerle, "Devrimci mücadele zaferle sonuçlanacak" diye diye eriyip gitti...
Yurtseverliği, ulusalcılığı "faşist" olarak niteleyen bir kişi ister aydın, ister yazar, ister bilim insanı olsun "Marksist" olabilir mi?
Küreselleşme kapitalizmin en üst sınırıdır ve onun adı emperyalizmdir. ABD ve İngiltere Irak'ı işgal ederken, on binlerce masum sivili öldürürken "emperyalizmi", "Irak'a demokrasi" olarak yutturmadı mı?
****
Sağıma, soluma bakıyorum, küreselleşmeyi, Yeni Dünya Düzeni'ni savunurken "Yaşasın sosyalizm" diyebiliyor bizim Soros'un çocukları...
PKK'ye ekonomik ve lojistik destek veren ABD değil mi?
Ardından DTP'lisinden Soros Çocukları'na dek bir dizi aymaz çığlık çığlığa:
"Kürt sorunu çözülsün!"
Çözüm çok basit dostlar, çok basit...
Demokratik sosyalist bir siyasal oluşum... Emek-sermaye çatışmasını toplumun tüm kesimlerine anlatmak... Ve sosyalistlerin iktidar olması...
Çok mu zor bu?
Güney Amerika o kadar uzak değil , gidemezseniz bile bir kitabevine uğrayın!..
Philip Larkin 'in araları çizgili sözcükleri bana aşkı ve sosyalizmi anımsattı.
Sosyalizmden korkulmaz, sosyalizm insana değer katar, yaşamı çoğaltır, emeği doruklara taşır.
Hikmet Çetinkaya