Yarın Çok Geç Olacak...
Prof. Dr. Şerif Mardin 'le iyi ki konuştu Ayşe Arman. Mardin, "AKP'yle ilgili korkularımız yersiz olmayabilir. Bilemeyiz, bekleyip görmek gerekir" deyince medyamız kendine gelip sormaya başladı:
"Türkiye, Endonezya mı olacak yoksa Malezya mı?"
Ergin Yıldızoğlu 'nun, Cumhuriyet 'teki köşesinde Prof. Mardin'in sözlerini değerlendirirken yaptığı saptamaya aynen katılıyorum...
Mardin'in Ayşe Arman'a verdiği yanıtlar, örümceklerin avlarının bedenine enjekte ettikleri uyuşturucu ve protein eritici sıvıyı anımsatıyor...
Demokrasiyi yaşam biçimi olarak göremeyen dinci-tarikatçı yapılanma, Nakşilerin örgütlenmesiyle başladı ve aynı kaynaktan beslenen Nurcularla birlikte ticaret-siyaset alanında kendisini gösterdi.
22 Temmuz seçimleri AKP'nin değil Nakşilerin ve Nurcuların Fethullah kolunun zaferidir...
Nakşi Şeyhi Prof. Dr. Esat Coşan, 1998 yılında Fethullah Gülen 'le birlikte Türkiye'den kaçtı.
Gülen ABD'ye, Coşan ise Avustralya'ya yerleşti...
Coşan, damadıyla birlikte Kanada 'da bir TIR'ın altında kaldı. Aracı parçalandı. Coşan ve damadı olay yerinde öldü. Bugüne dek konuyla ilgili pek çok söylenti çıktı ama doğrulanmadı.
Coşan ve Gülen birbirlerini sever miydi?
Asla!..
Coşan bir bilim insanıydı, Gülen ise ilkokul mezunu, vaiz...
Şerif Mardin, Coşan ve Gülen'i çok sever...
Dincilere ve tarikatlara toz kondurmaz!..
Mardin, tarikatları "cemaat" olarak görür ve "demokrasinin bir parçası" diye adlandırır. Mardin, tarikatların "demokratik kitle örgütü" olduğunu savunur.
Mardin, Ayşe Arman'la yaptığı söyleşide "tavşana kaç, tazıya tut" diyor. Bir başka deyişle "bekle gör politikasını" demokrasinin gereği gibi ortaya koyuyor.
***
AKP'nin medyadaki hizmetkârları, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'ndaki dinci-tarikatçı yapılanmayı örtmek için, "darbecilerin feryadı, kavga çıkarmak isteyen laikçilerin hezeyanı" yorumları yapıyorlar. Bir süre sonra duvara toslayacaklarını görmezden geliyorlar.
İran'da sosyalistler, solcular, aydınlar, yazarlar bu gerçeği gördüklerinde ya darağacına çıkarılmışlardı ya da zindanlarda çürümüşlerdi.
Kaçıp kurtulanlar bugün Avrupa 'da ve ABD 'de yaşıyorlar, gidip konuşabilirler...
2007 yılındaki Türkiye fotoğrafı bana İran'ı anımsatıyor, Pakistan 'ı, Endonezya 'yı, Malezya 'yı değil...
Güneydoğu 'da tarikatların kuşatmaları altında gelişip serpilen, Kuzey Irak 'ta demokratik bir seçim yapılsa yüzde 65 oyla Barzani' yi devireceği hesaplanan Mısır kökenli "Müslüman Kardeşler" nasıl oldu da Türkiye'de taban bulabildi?
Bizim aymaz ikinci cumhuriyetçi tosuncuklar, "Sivil anayasayı istemeyenler darbeci ve faşistler" derken Fethullah Gülen'in Londra'da işi ne?
Olay şu:
ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeler Türkiye'de "İslami Hareket", "Hizbullah" ve "Müslüman Kardeşler" gibi köktendinci örgütlerin güçlenmelerine karşı Fethullah Gülen'i kullanıp "Ilımlı İslam Modeli" ni yaşam biçimi yapacak.
30 Ekim'de Londra 'da 45 bilim insanı, toplanıp Fethullah Gülen'in "İslami Yorumu" nu dinleyecek.
Peki, bu toplantının arkasında kimler var?
CIA , MOSSAD ve bazı Avrupa ülkelerinin istihbarat örgütleri...
Kimileri Londra'daki toplantıya Fethullah Gülen'in katılmayacağını söylüyor, kendine yakın çevreler ise şöyle diyor:
"Fethullah Hoca Londra'ya gidecek. Oradan da Türkiye'ye gelecek ama henüz kesin bir tarih saptanmadı."
***
Şerif Mardin'in Ayşe Arman'la yaptığı söyleşiden yola çıkıp nereye geldim...
Yaklaşık 33 yıldır Fethullah Gülen hareketini izliyorum. Işık Evleri 'nden okullarına, yurtlarından dershanelerine dek uzayan çizgide neler olup bittiğini anlatıyorum...
Fethullahçılar polis örgütünde, milli eğitimde, yargıda ve sağlıkta örgütlenmelerini bitirdiler...
Medyada güçlerine güç kattılar, bazı ünlü futbolcuları, şarkıcıları, türkücüleri, gazetecileri, işadamlarını , sanayicileri yanlarına çektiler...
Fethullah Gülen 10 yıl önce ne diyordu:
" Müslümanlar erken vuruş yaparlarsa dünya başlarını ezer. Bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım erken sayılır. O yüzden sezilmeden çoğalmanız gerekir."
Sezilmeden çoğaldılar!..
Fethullahçıların tek korktukları kurum Türk Silahlı Kuvvetleri...
Şimdi ABD , İngiltere, Almanya ve Fransa Fethullah Gülen'i bağrına basıyor. Türkiye'nin İran olmaması için neredeyse yalvarıp şöyle diyor:
"Türkiye'ye git, bizim için çalış..."
Acaba Şerif Mardin bu konuda ne düşünüyor?
hikmet.cetinkaya *cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69