Fethullahçı Tezgâh...
Oyunun ilk bölümü sahneye konuldu, ama hiç izleyici toplamadı...
Adı "büyük" olan medya, sahte günlüklere balıklama atladı önce...
Dönekler hemen kalemlerine sarıldı, dört koldan yaylım ateşine başladı. Eski Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa, İzmir Narlıdere'den Anadolu Ajansı 'nı evinde ağırladı...
Kafalar karışmıştı...
2004 kışında ya da 2004 yazında dört general darbe mi yapacaktı?
Olup bitenleri 10 yıldır ABD'de FBI korumasında ve CIA şemsiyesi altında yaşayan Fethullah Gülen çok yakından izliyordu...
Dedi ki:
"Hilmi Özkök Paşa, albaylığa terfi ettiğinde biz çok şaşırmıştık..."
Nokta dergisi Fethullahçıların eline geçmişti. Paraları boldu. Kendilerini hâlâ "solcu" sayan üç-beş döneği kadrolarına alıp hedef belirlemişlerdi:
"Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak..."
Okurlar merak ediyor, Nokta dergisinin üst düzey yöneticisini!..
Söyleyeyim: Genel Koordinatör Haluk Görgün (Samanyolu TV'nin eski Ankara temsilcisi).
Nokta dergisine Fethullahçılar, iki bin sayfalık bir dosya ve slaytlar gönderiyor...
İki bin sayfalık dosyada neler var?
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek 'in günlüğü...
Örnek'in günlüğü Heybeliada Deniz Lisesi'ne girdiği 1950 yılından başlıyor ve emekliliğine dek sürüyor...
Günlük, Nokta dergisinde yayımlandı. Aynı gün Özden Örnek bir açıklama yaptı:
"Ben yaşamım boyunca hiç günlük tutmadım."
***
Nokta dergisinin yayımladığı günlükler sahteydi...
Şimdi soruyorum:
Emekli Oramiral Özden Örnek 1950 yılından başlayıp emekli olana dek (26 Ağustos 2005'te emekli oldu) tuttuğu günlükleri bilgisayara mı yazdı?
Yüz sayfa değil, iki yüz sayfa değil, tam iki bin sayfa...
Defterleri evinden çalınıp bilgisayara mı yazıldı?
Medya bu olayın üzerine gitmedi; bunu Fethullahçıların bir tezgâhı olduğunu ne yazık ki vurgulamadı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt basın toplantısında "bir tarikat üzerine" vurgu yaptı...
İki bin sayfa kolay kolay yazılmaz. Biliyorsunuz yıllar önce " Hitler 'in günlüğü" ortaya çıkmıştı. 1930 'lu, 1940 'lı yılların kâğıtlarına sahte "Hitler'in Günlüğü" yazılmıştı. Üstelik Hitler'in el yazısı taklit edilerek. Amaç, para kazanmaktı.
Emekli Oramiral Özden Örnek'in iki bin sayfalık günlüğünü yazan, "din baronu" nun müritleriydi. Müritler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin istihbarat birimlerinde, ABD'deki üniversitelerde görevliydiler.
Sahtekârlığın boyutu bir kişiyle sınırlı değil, bir örgüt işiydi ve ekip çalışmasıyla yapılmıştı.
Bazıları bu olayı, AKP iktidarıyla bağlarını "cemaatçi ilişki" diyerek "Fethullahçılar" ı aklamaya çalışıyorlar.
İşin içimi acıtan yanı, bu sahte günlüklere DİSK gibi bir sendikanın yöneticilerinin de inanıp 14 Nisan'da Ankara'da Tandoğan Alanı'ndaki "Cumhuriyet Mitingi" ne katılmamasıydı...
DİSK dün bir bildiri yayımladı. Bildiride "Kimse cin olmadan adam çarpmaya çalışmamalıdır, önce herkes haddini bilmelidir" deniliyor...
Bildiriyi sanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kaleme almış. Biçem, sanki Erdoğan'ın Mersin'deki üreticiye "Ananı da al git" demesi gibiydi.
Bakın ne deniyor DİSK'in açıklamasında:
"... Düzenleyiciler arasında bizim tasvip edemeyeceğimiz bazı kişi ve kurum adlarının geçmesi nedeniyle , yetkili kurumlarda tartışarak mitinge kurumsal kimliğimizle katılmama kararı aldık."
***
DİSK'in adını vermediği kurum, bence ******çü Düşünce Derneği ve derneğin genel başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur !..
Çünkü Eruygur Paşa, "sahte günlük" te darbe hazırlığında olan dört generalden biriydi. TBMM Başkanı Bülent Arınç da 14 Nisan mitingi için "Darbecilerin peşinden gitmeyin" demişti.
Bu kadarı da olmaz ve DİSK'e böyle bir biçem ve davranış yakışmaz!
DİSK , Fethullahçıların oyununa gelmez.
Ama geldi işte!..
DİSK yöneticileri hiç konuşmasalar daha iyi!..
Genelkurmay Başkanlığı'nın önünde sivil kişinin sarı zarflar içinde sahte belge dağıtması, komutanların cep telefonlarına Fethullahçıların on binlerce mesaj atmaları örgütlü bir eylemdir, bunu görmemek ise ahmaklık!..
İki bin sayfalık sahte günlük...
Türk-İş'in Fethullahçıların oyununa gelmesini anlıyorum da DİSK'in bu oyuna nasıl geldiğini , inanın hiç anlayamıyorum...
Yazıma noktayı koymuştum, telefonum çaldı. Arayan, kahpece katledilen Kemal Türkler 'in damadı Oğuz Soydan 'dı...
Aynen şöyle dedi:
"DİSK'le ilgili yazılarınızı okudum. Eleştirilerinizde haklısınız. Eşim Nilgün ve ben teşekkür ediyoruz, Türkler ailesi adına. Kemal Türkler'in gerçekten, DİSK'in bu tavrı karşısında mezarda kemikleri sızlıyordur."