Özelleştirme rezaleti

SEVGİLİ okuyucularım, bu iktidar elde ne varsa "özelleştirme" adı altında satmaya başladı. Satılanların bazıları kamu için vazgeçilmez kurumlardı.

Telekom, Tüpraş ve daha niceleri.

Parayı veren düdüğü çaldı. Bunların çoğunu yabancılar satın aldı. Dün bunlara Başak Sigorta eklendi.
Bunu niçin yapıyorlar?.. Çünkü devlet bütçesinde yatırım için bir kuruş para yok. Ama belediyeler tam aksine, trilyonları bol kepçe savuruyor. Bir sürü gereksiz harcama, gereksiz iş. Seçmene hediyeler yağıyor, partili yandaşlar zengin ediliyor, hükümetten tık yok.

Gözlerimizin önünde çok sayıda hırsız belediye başkanı ve belediye yetkilileri türedi. Milletin parasını anormal bir biçimde harcıyorlar.
Parasız devlet ise hastanelere, eczanelere bile korkunç boyutlara -katrilyonlara varan- borç takmış durumda. Özellikle devlet hastaneleri tedavi yapamıyor, eczacılar devletten alacaklarını tahsil edemiyor.

Utanç verici bir tablo yaşıyoruz.
--------------------------------------------------------------------------------
AKP hükümeti en büyük gelirini özelleştirme peşkeşlerinden elde ediyor. Sonra propaganda başlatılıyor: "Fena mı, malı sattık, devlete 3 milyar dolar kazandırdık..." Oysa o malın piyasa değeri belki 6 milyar dolar.

Bunun dışında, fakir fukara halkımıza katkısı olan bütün kuruluşları, bütün illerimizde satıyorlar. Onları yerli malı partili yandaşlar kapatıyor. Örneğin, koskoca Balıkesir SEKA káğıt fabrikasını 900 dönüm arazisi, makineleri, binaları, lojmanları ve her şeyi ile iktidarın en büyük destekçisi Yeni Şafak Gazetesi’nin sahiplerine sadece ve sadece 1 milyon 100 bin dolara sattılar.

Manisa, Malatya, İstanbul, Kars, Van, Erzurum... Bütün illerimizde buna benzer satışlar yapıldı. Arazileri ve binaları ucuza kapatan yandaşlar, satın aldıkları işletmeleri kapadı. Buraları parselleniyor, üzerine apartmanlar, çarşılar kuruluyor. Şu anda Türkiye’de en kazançlı işlerden biri, özelleştirmeden yer kapatıp imara açmak, sonra malı götürmek.

***

Fakat şimdi yargı devreye girdi. Galataport peşkeşine, Balıkesir SEKA’ya ve diğerlerine yargı kararlarıyla dur denildi. Dün aynı olay TÜPRAŞ’ta yaşandı.

Bu peşkeşlerin yasalara ve kamu yararına aykırı olduğu tek tek ve yargı kararlarıyla belgeleniyor.

Telekom Araplara, Dubai kuleleri Dubai şeyhi bilmem kime, TÜPRAŞ ve Galataport yabancılara gitti.

Özelleştirme adı altında yapılan bu satışların hesabı, günü gelince Yüce Divan önünde verilecek. Bunun başka yolu ve çaresi yok.

Peki bunların sonucu ne oluyor? Elde edilen bu paralar nereye gidiyor? Yatırıma değil. Öteki harcamalara hiç değil.

Eğer öyle olsaydı, bugün AKP hükümetinin onur ve gurur duyacağı projeleri hepimiz biliyor olacaktık. Geçmişten kalan ve bunların bitirdiği, ya da kendi başlattıkları bir tek büyük, önemli projeyi siz biliyor musunuz?

Bildiğiniz varsa bana yazın, burada açıklamak isterim.

Dahası var! Türkiye’ye gelen yabancı sermaye fabrika yapıyor mu? Üretim yapıyor mu? İşsizliğe çözüm buluyor mu?

Hayır.

Bunlar sadece Telekom, TÜPRAŞ, Erdemir gibi altın yumurtlayan, çok büyük paralar kazanan tavukları kapıp gidiyor. Hepsi hazıra konuyor. Ya da Galataport, Dubai kuleleri olayında olduğu gibi, önlerine kamunun arazisi açılıyor, her yıl durup dururken yüz milyonlarca dolar kazanç sağlamalarına izin veriliyor.

Neyse ki, ülkemizde namuslu, onurlu, hukuku ve yurt çıkarlarını göz ardı etmeyen yargı mensupları var. Onların sayesinde bu olanlara dur denilebiliyor.

***

Sen parasızlık nedeniyle bütçeden hiçbir harcama yapamazsan, hastanelerini, okullarını, kamu kurumlarını felç edersen, hizmetleri durma noktasına getirirsen, müteahhitlere borç takarsan, hiç kimseye ödeme yapmazsan, ekonomiyi durma noktasına getirirsen, işsizler ordusuna her gün binlerce yeni işsizi katarsan, işyerlerinin birbiri ardına kapanmasına seyirci kalırsan, belediyelerdeki büyük talan ve hırsızlıklara göz yumarsan, bütün amacın kamu kurumlarına kendi yandaşlarını tıkış tıkış doldurmak olursa, gariban emeklinin cebine bile elini hiç utanmadan atarsan, devletin ve milletin malını mülkünü kendi adamlarına ve yabancılara özelleştirme adı altında peşkeş çekersen, sonuç elbette budur.

Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse!

Sonu Yüce Divan önünde gelecek. Tek tek yargılanıp hesap verecekler.

Emin Çölaşan