BUGÜN ******’ün deyişiyle ‘en büyük bayram’... Bu en büyük bayramı, içerisinde yaşadığımız şu ortamda içtenlikle-coşkuyla kutlayabiliyor muyuz? ‘Bu bizim cumhuriyetimiz, ilkelerini aynen koruyoruz’ diyebiliyor muyuz?
Şu Türkiye’nin durumuna, kimlerin eline geçtiğine bir bakınız!
Alnımız açık, başımız dik mi?
Yıl 1933. Cumhuriyet’in 10. yıl kutlamaları Ankara’da yapılıyor. Fakir ama onurlu bir devlet. Onun bunun peşinden koşmayan, yalvarıp yakarmayan, sermaye dilenciliği yapmayan bir ülke.
****** törende haykırıyor:
‘Ne mutlu Türk’üm diyene...’
Bir de günümüzde çıkarılan çatlak seslere bakın.
O günlerde -ve şimdi- yüz binlerce insanımız o görkemli yıldönümü için bestelenen Onuncu Yıl Marşı’nı söylüyor:
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan/ On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan/ Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan/ Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan/
Türk’üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi/ Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri.
O yıllarda ve sonrasında kendi paramız, emeğimiz, alın terimiz, göz nurumuzla kurduğumuz ‘demir ağları’, tesisleri, limanları, fabrikaları ve kurumları şimdi tek tek elaleme satıyoruz.
Pazarlıyoruz!
Başımızda ‘Ben ülkeyi pazarlamakla yükümlüyüm’ diyen biri var!
* * *
Ülke yönetimi tarikatçıların, bu türde pazarlamacıların eline geçmiş!
Adalete siyaset el koymuş.
Türkiye’nin en büyük hırsızları dokunulmazlık kazanmış, yargı önüne çıkmaları söz konusu değil.
Van Rektörü Yücel Aşkın ise tutuklu! Sıra öteki rektörlerde.
Ülkenin dört bir yanında işsizlik çığ gibi büyümüş. Hırsızlık olayları polisin gücünü çoktaan aşmış, soyulmadık yer kalmamış.
Hırsızlık, gasp, kapkaç...
Cumhuriyet’in 82. yıldönümünde Türk insanı yargıya, siyasete ve bütün kurumlara güvenini yitirmiş. Herkes kendi cezasını -sokakta- kendisi veriyor.
Malatya’da çocuk yuvasında rezalet ortaya çıkmış, ilgili Bakan Hanım yurtdışı gezisinde! Türkiye’ye günler sonra -zahmete girip- dönebiliyor. Yuva müdürü oraya AKP’li milletvekilinin torpili ile atanmış! Yuva görevlisi kadınlar ise AKP Kadın Kolları tarafından!
MGK’da konuşulan gizli konular basına sızmış. Başbakan vekili Abdullah Gül direktif vermiş:
‘Devlet sırlarını kimin sızdırdığını bulun.’
MGK üyelerinin çoğunluğunu AKP’li hükümet üyeleri oluşturuyor. Ya onlardan biri sızdırdı ise!
Abdullah Gül dikkat etsin, zanlıları başka yerde ararken önüne kendi arkadaşları çıkmasın!
Evet, evet!.. Ciddi söylüyorum. Karşısına çıkan isim onu şaşırtmasın.
* * *
Dikkat ediniz, Türkiye elden gidiyor. Sadece pazarlama yöntemleriyle değil, her açıdan gidiyor.
Devleti ele geçiren kadrolara, kendilerinden olmayan insanlara yapılan haksızlıklara, adaletsizliğe, parselleme-satış yöntemlerine bakınız.
Cumhuriyet!
İlkeleri çiğnenmiş, giderek törpülenen, yozlaştırılan, gerçek kimliğinden bilinçli olarak uzaklaştırılan Cumhuriyet! Din ticareti, din sömürüsü, ABD’den ahkam kesip trilyonlarla oynayan din baronları.
Bu yönetim sayesinde din sevgisinden, Allah korkusundan -ne yazık ki- uzaklaşan milyonlarca çaresiz, örgütsüz insanımız.
Bir Meclis ki, dostlar başına!
‘Kaldır kolunu milletvekilim, şimdi indir kolunu!.. Şu düğmeye bas, yanlış yapma, partimizin istediği yasa çıkacak!..’
Tek parti iktidarında emir komutayla otomatik oy kullanan milletvekilleri.
Adına ‘Cumhuriyet’ demek kolay. Bugün Libya da, İran da ‘Cumhuriyet!’
Önemli olan cumhuriyetimizi törpülemeden, ilkelerini koruyarak ileri götürebilmek.
Bizler yine de coşkumuzu yitirmeyiz.
Bu dönemin GEÇİCİ olduğunu iyi biliriz. ‘Bu da geçer yahu’ deriz... Ve geçecek. Başka çaresi yok.
Türkiye Cumhuriyeti ****** ve Cumhuriyet düşmanlarının, ülkeyi ona buna pazarlayıp peşkeş çekenlerin, el kapılarında yalvaranların eline kalmayacak.