OKURUM, Antalya’nın Finike İlçesi’ne bağlı Alacadağ Köyü’nden yazıyor ve isminin açıklanmasını istemiyor:
‘Köyümüz Finike’ye 40 kilometre, 400 metre yükseklikte. Su olmadığı için binlerce dönüm araziye hububat ekmekteyiz. Su için tek çözüm, Akçay deresinden köyümüze su basılmasıdır. Yıllardır bu konu siyasetçilerin seçim palavrası olmuştur. Geçtiğimiz günlerde AKP İlçe Başkanı ile köyümüzün muhtarı bu konuyu görüşüyor. İlçe Başkanı kendisine ‘Bizim partiye 5 milyar bağış yap köyünüze suyu bastıralım’ diyor. Bizim muhtar da köy bütçesinden bu parayı veriyor. Geçenlerde köy bütçesi yapılacak, fakat 5 milyar açık var. Muhtar bu parayı AKP’ye verdiğini söylüyor ve nedenini açıklıyor. Fakat köy üyeleri bunu kabul etmiyor. Böylece bütçe imzalanmıyor.
Derken bu olay Finike ve Antalya’da yayılmaya başladı. Biz bu durumu parti yöneticilerine sorduk. İlçe başkanı muhtardan 4.5 milyar aldığını, bağış makbuzu kestiğini ve paranın Ziraat Bankası’nda AKP’nin hesabına yatırıldığını söyledi. Arada 500 milyon da kayıp var! Kayıp paradan da vazgeçtik ama hizmetin peşine düştüğümüzde bu yatırımın zor olduğunu ve yapılamayacağını söylediler. Bizim köyün parası böylece AKP’nin banka hesabına uçup gitmiş oldu! Bu olayı AKP Antalya İl Başkanlığı ve AKP Antalya milletvekilleri de biliyor ama hiçbir şey yapılmıyor. Lütfen siz köşenizde yazın, Ankara ve Türkiye duysun.’
İlginç bir mektuptu. (Benzeri bir olay Sinop’un Erfelek İlçesi’ne bağlı Salı Köyü’nde yaşanmış, köyün yolunu yapma bahanesiyle paralar toplanmış, karşılığında AKP’ye bağış makbuzu kesilmiş ve yol yapılmamıştı. Onu da burada belgelemiştim.) Finike olayını da araştırdım. Tümüyle doğru. AKP’nin ilçe yönetim kurulu üyeleri de üzülerek doğruladı.
Bir iktidar partisi düşünün ki, ‘yolunuzu yapacağız, suyunuzu getireceğiz’ gibi çeşitli vaatlerle köylülerden para alıyor ve bunlar AKP’ye bağış oluyor!
Trilyonlarca lira parası olan bir parti, gariban köylüden ‘bağış’ adı altında para topluyor... Ve işin acı tarafı, hizmet götürülmüyor. Yakışıyor mu? Bakalım AKP Genel Merkezi bu konuda ne diyecek, ne yapacak!
* * *
Emin Çölaşan’ın notu: Güneydoğu’da asfalt yapılmayan yolları, oradaki güvenlik görevlilerinden aldığım mesaj üzerine yazmıştım. AKP avukatı (!) Nazlı Ilıcak, 26 Temmuz tarihli yazısında aynen, hem de iki kez ‘o güvenlik görevlilerinin isimlerini açıkla’ diyordu. Haber kaynağımı açıklamamı istiyordu! Bu meslek ayıbını da yazdım. Zorda kalınca dünkü yazısında ağız değiştirmiş, şöyle diyor: ‘Ben haber kaynağını açıkla demedim ki! Güvenlik görevlilerinin resmi başvurusunun belgesini açıklasın.’
Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, üç gün önce tükürdüğünü şimdi yalamak zorunda bırakmasın. Amin!................................................................................
Emin ÇÖLAŞAN