Tepkiler
HRANT Dink’in cenaze töreninde, öncesinde ve sonrasında açılan "Hepimiz Ermeni’yiz" pankartları ve bu doğrultuda atılan sloganlar, toplumda büyük tepki yarattı.
Ermeni olmak elbette kötü-ayıp değil. Ama hepimizin Ermeni olduğuna (!) ilişkin pankart ve haykırışlar toplumu gerdi. Bunun sonuçlarını her alanda, yavaş yavaş görmeye başladık.
Çanakkale’de emekli bir uzman çavuş, feribota el koydu.
Ekranlarda izlediniz ve dünkü gazetelerde okudunuz. Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Kayserispor maçında binlerce insan pankart açtı ve slogan attı:
"Can dediniz canımızı verdik/ Kan dediniz kanımızı verdik/ Biz bu vatanı karşılıksız sevdik/ Serseri lafını hak etmedik."
Ay yıldızlı başka pankartlar şöyleydi:
"Biz Trabzonluyuz. Biz Türk’üz. Hepimiz Mustafa Kemal’iz."
"Hepimiz Ermeni’yiz! Bunu mu söyletmek istiyorsunuz bize? Kafamıza sıksanız da söylemeyiz."
Tribünler maç boyunca şehitler ölmez, vatan bölünmez sloganlarıyla inledi. Ayrıca hükümet tarafından görevden alınan Emniyet Müdürü Reşat Akar lehine sloganlar atılıyordu.
Stattaki amigolar daha önce topluca tezahürat yaptırmak için megafonla "Ayağa kalkmayan Fener’li olsun" anonsları yaparken, bu maçta "Ayağa kalkmayan Ermeni olsun" anonsu yaptılar. (Hiç hoş kaçmadı.)
Benzer görüntüler hafta sonunda öteki futbol maçlarında ve basketbol sahalarında vardı.
Adana’da Adanaspor-Alanyaspor maçında tribünlerde Türk bayrakları açıldı, "Ne mutlu Türk’üm diyene... Hepimiz Mustafa Kemal’iz... Hepimiz Türk’üz" pankartları boy gösterdi, sloganlar atıldı.
Malatya’da ise biraz tatsızlık vardı. Malatyaspor-Elazığspor maçında Elazığ taraftarlarının açtığı pankartların ilk cümlesi hoş kaçmadı:
"Ne Ermen’iyiz, ne Malatyalıyız... Biz Elazığlıyız, Türkiye sevdalısıyız..." (Dink Malatyalı idi.)
Bunun üzerine Malatya taraftarları "PKK dışarı" sloganı atmaya başlayınca kavga çıktı ve iki kişi hastaneye kaldırıldı.
Balıkesir’de oynanan Balıkesirspor-Aydınspor maçında tribünler, "Ne mutlu Türk’üm diyene" sloganı attılar, aynı pankartları açtılar.
Cumartesi günü Ankara’da oynanan Ankaragücü-Bursaspor maçı öncesinde iki takımın binlerce taraftarı hep birlikte Anıtkabir’e gidip saygı duruşunda bulundu. Tandoğan Meydanı, "Hepimiz Türk’üz, ******çüyüz" sloganlarıyla inliyordu. Ellerinde "Atam senin izindeyiz" pankartları vardı. Böyle iki takımın seyircisini bir araya getiren görkemli bir görüntü, Türkiye’de belki ilk kez yaşanıyordu.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Serdar Tosun’un dün Ankara’daki cenaze töreninde aynı sloganlar atıldı.
Peki bunlar niçin oluyordu? Ülkemizin dört bir yanında toplumun içinden bu duygular birdenbire nasıl fışkırmıştı?
Gayet basit. "Hepimiz Ermeni’yiz" sloganları ve pankartları sonrasında kendiliğinden oluşmuştu. Hepimizi Ermeni ilan edenlerin (!) şimdi bu yanlışlarını iyi düşünmesi gerek!
Geçmişi anımsayalım. Maçlarda İstiklal Marşımız ne zaman söylenmeye başlandı? PKK terörü nedeniyle, 1980’li yılların sonlarında. Milyonlarca araç sahibi, plakalarına küçük boyutta ay yıldızları niçin yapıştırmıştı? PKK terörü nedeniyle.
Dink’in cenazesi nedeniyle sergilenen yanlışlar, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzedi! Tutmaz... Tam tersine, rüzgár eken fırtına biçebilir. O zaman karşı dalgalar bir kez daha, hızla ve haklı olarak yükselir, toplum "******çülük, Türklük" kavramlarına sığınır ve tepkisini bu yolla sergiler.
Son günlerde yaşanan olay budur. Etki-tepki olayıdır... Ve bu gösterilerin içine bazen yanlışlar da karışabilir. İşte o zaman herkes zor durumda kalır.
KAR YAĞDI BÖYLE OLDU!
Türkiye bir kara mizah ülkesi. Bitmemiş Bolu tünelini birkaç gün önce görkemli törenlerle, hem de tek yönlü olarak açtılar. Açanlar bizim Başbakan ile İtalyan Başbakan. Yapımcı İtalyan firma, tünelin hazır olmadığını bizimkilere bildirmiş ve "sorumluluk almam" demişti.
Açılıştan üç gün sonra çevreye kar yağdı ve viyadüklerde buzlanma oldu. Birkaç kaza da olunca tünel kapatıldı ve trafik yeniden Bolu Dağı’na yönlendirildi!
Bir milyar dolar dolaylarında para ödediğimiz bu projeyi bitmeden açmayı başardılar! Tünelin ve viyadüklerin Antalya’da değil, yaz dışında hep kar yağışlı olan ve buzlanan Bolu’da olduğunu belki de unuttular!
Yakıştı, helal olsun!
Emin Çölaşan