Kültür yayını!
AKP’li Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin bir "kültür (!) yayını" elimde. Odunpazarı, Eskişehir’in merkezi. Tam göbeği. Kitabın adı "Nasreddin Hoca." Daha ilk sayfasını açıyorsunuz, Arapça yazı ile başlıyor. Sonra Hoca fıkraları... Ve her biri Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak veriliyor.
Bir kamu kurumu, harf devrimini Nasreddin Hoca’nın arkasına sığınarak Arap yazısıyla delmeye kalkışıyor.
Dahası var. Ücretsiz dağıtılan bu ciltli kitabın içinden bir sayfalık bir soru káğıdı çıkıyor. Başlığı: "Çocuklara sorular ve cevapları."
Sorular ve cevaplar başlıyor:Kimin kulusun? Allah’ın. Rabbin kim? Allah. Allah kaç? Allah bir. Seni kim yarattı? Allah. Nereden geldin? Allah’tan. Nereye gideceksin? Allah’a. Sen Müslüman mısın? Elhamdülillah Müslümanım. Ne zamandan beri? Kalu beladan beri. Kalu bela ne demektir? Yüce Allah bütün ruhları yarattığında ben sizin Rabbiniz değil miyim diye sordu, Bütün ruhlar da Kalu bela evet dediler. Kimin ümmetindensin? Hazreti Muhammed."
Bundan sonraki soru ve cevabı özellikle ilginç: "Kimin milletindensin? İbrahim Halilullah’ın."
Çocuklara Eskişehir Odunpazarı Belediyesi tarafından sorulan sorular sürüp gidiyor: Kuran’da adı geçen kaç peygamber vardır?.. Peygamber adlarını sırayla söyleyiniz... Dört büyük kitap kimlere inmiştir, kitapların adları nedir?.. Dört büyük meleğin adları nedir?.."
***
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir belediyesini düşünün. Eskişehir’in göbeğinde Arapça harflerle kitap bastırıp "kültür yayını" adı altında ücretsiz dağıtıyor. İşin içine Arapça harfler sokuşturuluyor.
Üstelik bu kitabın içerisine, kendi üzerine vazife olmayan bir soru-cevap káğıdı koyuyor. Bu soruları ilgili bir kurum, örneğin Diyanet sorsa, bir yerde normaldir.
Ama bir kamu kurumu olan belediye bunu yapamaz.
Fakat yapıyor. Bunların hesabını kim soracak? Hangi yargı, hangi İçişleri Bakanlığı?
Bu iktidar, ele geçirdiği hemen hemen bütün kurumları ve özellikle belediyeleri kullanarak Cumhuriyet rejiminin kazanımlarını silmeye, yok etmeye çalışıyor.
Bazen açıktan, bazen çaktırmadan, dolaylı yollar kullanarak. Bu marifetlerin sahipleri hakkında hiçbir işlem yapılmıyor.
Çok ciddi, son derece vahim bir süreç yaşıyoruz.
***
Bir başka örnek. Pamukkale Üniversitesi doktorlarından aldığım yazılı başvuru: "Yeni hastane binamızın ana koridorunda birkaç gün önce bayanlar ve erkekler için iki ayrı mescit açtılar. Yatak kapasitemiz, odalarımız, dersliklerimiz, cihazlarımız yetersizken, Nöroloji Anabilim Dalı’nda yoğun bakım servisi için yer bulunamazken, projede olmamasına rağmen birdenbire iki mescit açıldı. Bu nasıl iştir? Bilinen nedenlerle isimlerimizin gizli tutulması ricasıyla."
Şu olanları iyi görün, yorumu lütfen siz yapın!
Emin Çölaşan-Hürriyet
22.01.2006