KENDİ sözleriyle bile sık sık çelişen, konuları bilmeyen, tarih kültüründen yoksun bir Başbakan var! Gerektiğinde ******’e bile sığınıyor!
Bunları bir yana bırakıyorum ve soracağım sorulara 10 gün süren turistik Yeni Zelanda-Avustralya turundan başlayalım:
1- Bu geziye iki uçak kaldırdınız. İlkinde siz, bakanlarınız, aileleriniz, milletvekilleri ve bürokratlarınız vardı. Kaldırdığınız ikinci uçak 270 kişilik THY uçağı idi. Orada sizi 10 gün boyunca bekledi. O uçakta sadece 70 kişi vardı. THY uçağı ile gitseniz ne olurdu? Devletin ve milletin parasıyla yaptığınız bunca savurganlığa yazık değil mi?
Bu gezinin Türkiye’ye toplam parasal maliyeti (harcırahlarınız, uçak giderleri, yakıt ve öteki giderler) kaç yüz bin dolar tuttu?
2- O ülkelerin medyasında bile yer bulmayan bu turistik geziden -yediğiniz içtiğiniz ve gezdiğiniz sizin olsun- ülkemiz maddi ve manevi açıdan ne elde etti?
Bunlar ilk bölümdeki sorular. Şimdi ikinci bölüme geçiyorum ve yine yanıt veremeyeceğini biliyorum.
* * *
1- Turistik geziden Ankara’ya döndüğünüzde yine aynı sözleri tekrarladınız: ‘Tek devlet, tek bayrak, tek millet!’ Bir yanda böyle diyorsunuz, bir yanda ‘Üst kimliğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır’ buyuruyorsunuz! Sonra da ‘Bizler Türkiyeliyiz’ gibi inciler saçıyorsunuz. Ağzınızdan her gün çelişkili ve tutarsız sözler çıkıyor. Ben ilk cümlenize itibar ediyorum: Tek devlet, tek bayrak, tek millet.
Peki beyefendi, şimdi bana söyler misiniz, bizim milletimizin adı nedir? Türk milleti mi, başka bir şey mi?
Evet, kendisine bu soruyu özellikle soruyorum... Çünkü bugüne kadar kendisinin ağzından ‘Türk milleti’ sözcüklerini duymadık. Eğer bir yerde söylediyse, lütfen açıklasın!
Dahası var! Kendi kimlik tanımını yaparken bugüne kadar ‘Ben Türküm’ dediğini de anımsamıyorum. Lütfen, bir kez olsun ‘Türk olduğunu’ söylesin. Korkmasın, ayıp olmaz!
‘Türkiyeli’ diyeceksin, ‘üst kimlik-alt kimlik’ tartışmaları yaratacaksın, ama ‘Türk milleti’ demeyeceksin.
Bir İtalya başbakanı düşünün, ‘ben İtalyanım’ diyemiyor!.. Bir Fransa başbakanı düşünün, ‘ben Fransızım’ diyemiyor! Olacak şey midir?
Tek devlet, tek bayrak, tek milletmiş!
Bunları söylüyor da, adını koyamıyor!
(Türkiye devleti!.. Türkiye bayrağı!.. Üst kimliği TC vatandaşlığı olan Türkiyeliler!..)
Tayyip Erdoğan bu sorduklarıma ve yazdıklarıma herhalde yanıt verecektir. Elbette canım, mutlaka verecektir! Göreceksiniz, en kısa zamanda ‘milletimiz Türk milletidir, ben de Türk’üm’ diyecektir!
* * *
Yine önceki gün yurda dönüşünde, turistik gezide söylediği ‘Üst kimliğimiz dindir’ lafını değiştirip ‘Ben öyle demedim, din Türkiye’nin birleştirici çimentosudur dedim’ deyiverdi. Sonra ******’ün de Büyük Nutuk’ta aynı şeyi söylediğini vurgulayıp ******’e sığındı. ‘Nutuk’u falan bir okumak lazım’ diye ekledi.
Kendisi acaba okudu mu? Okumamış. Okusa böyle olmaz, bu yollarda koşmazdı.
Kaldı ki, Nutuk’ta böyle laflar yok. Ama ****** şöyle diyor:
‘Bizi yanlış yola sevk eden habisler (kötü, alçak ve soysuzlar) bilirsiniz ki, çoğu zaman din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatmışlardır. Binbir türlü siyasi ve kişisel amaç ve çıkar sağlamak için dinimizi vasıta olarak kullanmışlardır.’
Ne güzel, ne kadar doğru söylemiş.
* * *
Bir basit(!) konu daha. Yine aynı gezi dönüşünde havaalanında yaptığı açıklamada, ‘Bedelli askerlik konusunda Genelkurmay’la görüşürüz, yapacak bir şey varsa yaparız’ dedi.
Konuları ve kavramları bilmiyor, birbirine karıştırıyor. Bedelli askerlik Türkiye’de, dövizli askerlik yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için geçerli. Dövizli askerlik halen devam ediyor. Bedelli askerlik yok.
Fakat Başbakan ‘bedelli’ deyince işler karışıyor. Türkiye’de yaşayan ve askere gitmemek için para ödemeye razı olan varlıklı kişiler yine hevesleniyor.
Neyse, bu yazıda sorduğum sorulara yanıt vermesini bekleyeceğim.
Hele ağzından ‘Ben Türk’üm... Milletimiz Türk milletidir’ sözcüklerini duyarsam, sizler gibi ben de sevinçten havalara zıplayacağım!
HÜRRİYET - EMİN ÇÖLAŞAN