İkinci Cumhuriyetçiler ve Medyatik Kodlar
Sovyetler Birliği'nin çöküşü, bir yandan ''Küreselleş me'' sürecini tetiklerken öte yandan ''İkinci Cumhuriyetçi'' denilen, demokrasi adına demokrasiyi tahrip edecek dinciliğe ve etnik ayrılıkçılığa destek veren, Amerika ve Avrupa hayranı, ''aşırı liberal'' bir grup yarattı.
Çoğunluğu Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle düş kırıklığına uğramış eski solculardan oluşan bu İkinci Cumhuriyetçi grup, Küreselleşme süreci ile birlikte ortaya çıktı ve siyasal iktidarların desteğiyle gittikçe güçlenen dinci kardeşlerimizle birlikte medyaya egemen oldu.
Bu seçkin kalemler ve sunucular, siyasal iktidarların, Amerika'nın ve Avrupa'nın da desteğiyle medyamızın en etkili köşelerini tutmuş olduklarından hemen hemen bütün değerleri ve kavramları altüst ettiler.
Böylece, aynı sırada medyamızı da pençesine alan Küreselleşmenin resmi dili olan Amerikan İngilizcesi 'nden alınan sözcük, kavram, deyim ve deyişlerle birlikte ''medyatik'' bir özel dil oluştu Türkiye'de.
Ancak medyamızın bu seçkin yazar ve yorumcularıyla ilişkili olarak yaşayabilen ''medyatik'' ünlülerimiz de hemen bu dile uyum sağladılar; çünkü varlıklarını ancak bu dil aracılığıyla kurdukları ilişkilerde sürdürebiliyorlardı.
Böylece aslında kulağa Türkçe gibi gelen ama bu ''alt kültürü'' tanımayanların hiçbir anlam veremedikleri bir özel dil (jargon) toplumsal yaşamımıza egemen oldu.
Şimdi ben siz değerli okurlarıma unutulmaz bir hizmette(!) bulunarak bu özel dilin kullandığı kavram ve terimlerin bazılarını açıklayacağım ki, medyadan duyduğunuz (ve tabii benim de artık zorunlu olarak zaman zaman kullandığım) bu dil karşısında ''Fransız kalmayasınız''.
Fransız kalmak: Olup biteni, konuşulanları anlayamamak, çevreye yabancı kalmak, insanlarla iletişim kuramamak.
Cinsel tercihlerini özgürce kullanmak: Homoseksüel olmak.
Gay (okunuşu gey ): Homoseksüel.
Beyaz Türkler: Zenginler.
Seviyeli bir birliktelik yaşıyoruz: Her iki tarafın da kazançlı çıkacağı, medyatik bir reklam olayı tezgâhladık.
Ben de ramazanda orucumu tutarım: Siz bakmayın benim cinsellik ticareti yaptığıma, ben aslında ahlaklı biriyim.
Tarihimizle barışalım: Cumhuriyeti ve ****** Devrimleri'ni mahkûm edelim.
Devletle milleti barıştıralım: Laiklikten vazgeçelim.
Cumhuriyeti demokratikleştirelim: Dinciliğe, ayrılıkçı etnikçiliğe, dış güçlerin denetimine izin verelim.
Yeni şeyler söyleyin: AKP iktidarına destek verin.
Statükocu olmayın: Cumhuriyetin temel değerlerinden ve ****** Devrimleri'nden vazgeçin.
Siz jakobensiniz: Siz anti-demokratik bir devrimcisiniz, çünkü alfabe devrimi, kıyafet devrimi, hukuk devrimi, laiklik, cumhuriyet gibi Türkiye'yi çağdaşlaştıran ****** devrimlerini savunuyorsunuz.
Sizin söyleminiz resmi söylemdir: Siz devletin resmi görüşünü savunuyorsunuz, devlet her zaman haksız ve yalancı olduğu için siz de öylesiniz.
Biz de Mustafa Kemal'den yanayız: Biz de Kurtuluş Savaşı'nı destekliyoruz ama ****** Devrimleri'ne karşıyız.
Sevgili okurlarım, şu anda benim aklıma gelen ''kodlar'' bunlar.
Belki sizin aklınıza gelmiş olanlar da vardır; bana yollarsanız ''medyatik alt kültürümü'' zenginleştirmiş olursunuz.
Emre Kongar, Cumhuriyet
19.05.2005