Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Dönek Bereketi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Genç Kemalist




Mesaj Sayısı : 182
Kayıt tarihi : 31/05/08

Dönek Bereketi Empty
MesajKonu: Dönek Bereketi   Dönek Bereketi EmptyC.tesi Mayıs 31, 2008 6:57 pm

'Dönek Bereketi'!...

SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN

İçeriye girmeden, Galatasaray ile Tünel arasında, yarım saat tur atmıştım: 'Doğan Kardeş Müessesesi', o yıllarda, Tepebaşı' na çıkan sokaklardan birindeydi; Yapı ve Kredi Bankası'nın yan kuruluşu; aynı adı taşıyan ünlü çocuk dergisinden başka, 'Hep Bu Topraktan' diye bir edebiyat/ sanat dergisi çıkarıyor; hepsini yöneten, Vedat Nedim bey! Dergiye ulaştırdığım iki şiir ( 'Türkiye' ve 'Deryalar' ) gösterişli sayfa düzeniyle yayımlanmış; arkasından, beklemediğim bir davet gelmişti: 'Telif hakkınızı alınız!''. Gözlerime inanamıyordum, o dönemde, 'telif hakkı', ancak 'iktidar' dergilerinin göze alabildiği bir 'masraf'! Ayrıca, konuşmak da istiyorlarmış, hakkımda pek bir şey bilmiyorlarmış da!

Oysa ben, Vedat Nedim bey hakkında -şimdiki kadar değilse de- çok şey biliyordum: bir tarihte, TKP' nin Genel Sekreterliği'ni yaptığını; kulaktan kulağa fısıldanan, 1927 Tevkifatı'nda, 'parti yönetimini ele verdiği' iddiasını; 'spartakistliği' ni ve 'Kadrocu' luğunu, vs! Adı 'dönekler' arasında geçiyordu: Ankara Radyosu' nda müdürlük etmişti, iktidar organı Ulus gazetesinde, 'Resim Öğretmeni' diye bir romanını okumuştum; ince işlenmiş, zarif, fakat soluksuz bir alışmaydı: 'alafrangalığı', 'çağdaşlaşma' yerine koymuştu; aynı tutum, zaten Doğan Kardeş'te görülmüyor mu? Davete 'icâbette gösterdiğim tereddüt', besbelli, bu bildiklerimden doğmaktadır, eğer, şiirlerimin, ayrıca Türkiye Sosyalist Partisi' nin Gün dergisinde çıktığını öğrendiyse, tartışacağız demektir.

Hayır, tartışmadık. Vedat Nedim bey, her an kıpır kıpır, durduğu yerde duramaz, ufacık bir adamdı; henüz 20'li yaşlarını süren 'şair adayını' dostça karşıladı; şiirlerimi, yüzüme karşı övdü; beni utandırdı; yalnız kalır kalmaz, birden Sovyet Sosyalizmi'nin şiddetli eleştirisine geçiyor; ardı ardına, sürü sepet kanıt sayıp dökerek, bir zaman konuşacaktır. Ben, susuyordum; bu sükûtun sebebi, onun beni değil, daha çok kendi kendini inandırmaya çalıştığı hissine kapılmamdı; sonunda sustu, biraz mahzun, hatta kederli bir sesle dedi ki: ''...susuyorsunuz, tehlikeli bir sükût bu!''

Arthur Koestler' i bilirsiniz ( 'Gün Ortasında Karanlık'), bir zamanların Komintern Murahassı, ünlü yazar; onu bir televizyon programında seyretmiştim (60'lı Yıllar, Paris ); eski bir komünistin, sonraki hayatını sormuşlardı, demişti ki: ''...eski bir komünist, hâlâ komünisttir; başka bir şey olamaz; başka işe de yaramaz!''; o dakika, tuhaftır, gözlerimin önünde ansızın, Vedat Nedim bey' in, ufacık, kıpır kıpır hayali belirmişti: yarı yaşındaki, -belki daha da genç- bir şair adayı karşısında, eksikleniyordu: günah çıkarır gibiydi!

'Yeniler', 'eskileri' akladı...

'68 Kuşağı' denildi mi, niye gözümün önünde aynı görüntü? Eski 'dönekler' in, o zaman iddia edildiği gibi, gerçekten 'hain' ve 'dönek' olamayacaklarını; 68 Kuşağı' ndaki 'dönek bereketi' ni yaşadıktan sonra, anladığım için mi? Sorun beni, hanidir rahatsız ediyor, yazı filan da yazdım (Bkz. 'Hangi Küreselleşme?', s. 281 ve sonrası), rahatsızlığımı acaba şöyle açıklayabilir miyim?

Ne marksizm bir dindir, ne de bunun kâbesi Moskova; 'döneklik' iddiasını, 'eskiler' için önce bu gerçek 'tartışılabilir' kılıyor; öyle sayılsalar da, o eski 'dönekler' (Vedat Nedim, Vâlâ Nurettin, Şevket Süreyya, Hasan Âli Ediz, Sadrettin Celâl vd); 'dönüp' de ne yapıyorlar; 'Sovyet İhtilâli' ni bırakıp, 'Anadolu İhtilali' saflarına katılıyorlar; iyi de, o daha az mı anti/emperyalist? Öyle olsa, Komintern 'alenen ve resmen', Mustafa Kemal Paşa' yı ve Ankara' daki TBMM Hükümeti' ni destekler mi? Moskova 'komünisti' nin 'hain' ve 'dönek' saydığı Kadro Hareketi, kimi hasım saymıştı: III. Enternasyonal' ı mı yoksa Uluslararası Liberal Kapitalist 'Sistem' i mi? Elbette, ikincisini!

'68 Kuşağı' nın, o akla ziyan 'dönek bereketi', büyük mahiyet farkını, bu noktada göstermiştir: 70'li yılların, en gözü kara foko' cu takımı, ya da Margihella yandaşı şehir gerillası; - 'hareket noktası' bu olduğu halde - 'mazlum milletler' safına geçmiş, 'kurtuluş savaşları' nı, 'ulusal demokratik devrimleri' desteklemiş değildir; öyle yapsalardı, savunulabilir bir çizgide bulunacaklardı; oysa bunlar, kelimenin en hâlis ve en geniş manasıyla, Sistem' in -yâni emperyalizm'in- safına geçtiler; daha da müthişi, 'transformasyonlarını', yıllık bir görgüsüz arsızlığıyla teşhir ediyor; galiba bundan, anlaması müşkül, 'mazohist' bir zevk alıyorlar.

Namluların 'fikriyatı'

Üç yıl kadar öne şu satırları karalarken, söylemek istediğim galiba buydu:

''eski sosyalistler 'doktrin' ağırlıklı fikir adamlarıydılar; entelektüel besinlerini Jauros, Kautsky, Plekhanof, Rosa Luxembourg, Sultan Galiyef, Lenin, Trotsky vb. mütefekkirlerden almışlardı; aksiyonu, teoriyle birlikte, onun somut olarak hayata intikal ettirilişi diye alırlardı: siyasi faaliyetten çekilmeleri, gerçekte, Komintern'in hizasından çekilmeleri anlamına geliyordu, o yüzden genel dünya görüşlerini ve yaşama biçimlerini değiştirmemiştir...''

''...68 sonrasının sosyalistleri, eylem -üstelik silâhlı eylem- ağırlıklı aksiyon adamlarından etkilendiler; özendikleri isimleri hele bir hatırlayınız: Mao Zedung, Castro, Che, ya da diğer bazıları için Nasır, Sekou Toure, Saddam, vb.! Herkes biliyor ki, bu liderlerin fikriyatı, daha çok namluların fikriyatıdır: o da ancak yarı/sömürge ya da sömürge durumundaki ülkelerde başarılı görünebilir...''

''...ne Türkiye o ülkelerden birisiydi, ne de Türkiye'de benzer eylemlere kalkışanlar, o çapta adamlar! Sırtlarında yumurta küfesi yoktu ya. İlk dört yol ağzında, o ağırlıktan kurtuldular, sen sağ ben selamet!'' (Meydan, 8 Haziran 1995)

68 Kuşağı' mı? Şöyle bir özete, kim ne diyecek, çok merak ediyorum: başlangıçta, trajik ve romantik, bir 'devrimci gençlik' hareketiydi; sonra, 'kara mizah' örneği, bir 'dönek bereketi' oldu.

Biraz daha konuşacağız.

Cumhuriyet Arşiv 1998

www.cumhuriyet.com.tr
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dönek Bereketi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Attila İlhan-
Buraya geçin: