Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Ülkücü'ye Sınav Sorusu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Genç Kemalist




Mesaj Sayısı : 182
Kayıt tarihi : 31/05/08

Ülkücü'ye Sınav Sorusu Empty
MesajKonu: Ülkücü'ye Sınav Sorusu   Ülkücü'ye Sınav Sorusu EmptyC.tesi Mayıs 31, 2008 7:01 pm

'Ülkücü'ye Sınav Sorusu..

SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN

O yıllarda Faubourg-St-Denis , henüz kapatılmış genelevlerle burun buruna, bir halk çarşısı: bir bakıma, kızarmış patates ve sosis; Camambert peyniri ve Kronenbourg birası; kepleri kırmızı ponponlu, şaşkın bahriyeliler; uzun yüzlü, birkaç Cezayir' li it; oda oda, üniversitelilere kiralanmış, o evlerin birinde; 'yolsuz' bir iki Türk yaşıyordu, arkadaşımız; bazan, o arapsaçı tartışmalara takılır, duvarları boydan boya aynalı, bozuk bir piyanonun sessizce eskidiği o karanlık odada, saatlerce kalırdık: 'sosyalizm uygulamasında hürriyetin yeri' tartışılıyor.

Fikrim değişmemiştir: devrimlerin nihai amacı, ne?; adaletle hürriyeti bir arada yaşatabilen, bir düzen kurabilmek! Fransız Devrimi' nin, üç sloganı, ( Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik ) buna tanık; onları somutlaştırınız, ortaya böyle bir düzen çıkacaktır. Ha, niye mi çıkmadı? Liberal burjuvazi, 'eşitliği', sosyal değil, 'hukuki' düzeyde uyguladı da ondan: krallıkta, 'soylu' ile 'köylü' hukuk düzeyinde eşit değildi ya; 'citoyen/yurttaş' olunca, 'hukuki statüleri' eşitleniyor, o 'imtiyaz' kalkmış oluyor; iyi de, ya gelir dağılımındaki eşitsizlik? Sosyalizm -sosyalist devrim teorisi- işte bu vahim sorunun cevabıdır.

Uyuşamadığımız nokta şurasıydı: Sovyet Devrimi, Fransız Devrimi' nin 'müktesabatını' benimseyip, üstüne, gelir paylaşımındaki adaleti getireceğine; tersini yapmış, ikinciyi gerçekleştiriyorum diye, birinciyi yok saymıştır: sosyal eşitlik uğruna, hürriyetten vazgeçiliyor!.. Bence bu, 'Sosyalizm' in de ruhuna aykırıydı; 'özgürlükçü bir sivil toplum projeksiyonu' olan 'Marksizm' in de! Neticede, eşitliği değil, 'seçkinci bürokrat' o Nomenklatura toplumunu getirdi ve battı. Belki de, 'Kurtlar Sofrası' nın, bilinmez neresinde, gazeteci Mahmud Ersoy , şöyle dediği zaman, doğru söylüyordu: ''-...ne hürriyetsiz adalet, ne adaletsiz hürriyet!''

Denklem şöyle mi tasarlanmalı?

Tam Bağımsızlık + Ulusal Demokratik Devrim + Sosyalist Devrim = özgür ve âdil bir toplumsal düzen!


'Tam bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm!

Bu 'girizgâh' niye? Sultan Galiyef' i anlayabilmek için de, onu tarihteki yerine oturtabilmek için de, önce bu bahsi aydınlatmak lâzım da, onun için! O, Sovyet Devrimi' nin çalkantısı ortasında, üç şeyi birden gerçekleştirmeye çalışmıştı: tam bağımsızlık, ulusal demokratik devrim, sosyalist devrim; üstelik bunu, Türklüğün tarihi gelişmesini ve toplumsal yapısını göz önünde tutarak, tasarlamış! Devrimciliklerinin, 'Büyük Rusya' cı yâni pan/slavist bolşeviklerle çatıştığı; bu çatışmanın, onları nasıl bir akıbete sürüklediği ortadadır; öyleyse Galiyef' i ve düşüncesini değerlendirirken, CIA' in 'Soğuk Savaş' kriterlerinden uzak durmamız gerekiyor: Ruslar bolşeviktir, bolşevikler kötü ve yayılmacıdır; Galiyef de bolşevikti, o da kötü ve yayılmacıydı mantığı, en bayağısından, bir propaganda mantığı!

Galiba, Sultan Galiyef' i ne yapacağını kestiremeyen 'Milliyetçi Hareket' , önce demokrasi sınavından iyi not almalıdır: ülkesi için -bütün Türkler için de- hem siyasi özgürlük, hem sosyal eşitlik isteyen bir aydın, yurtsever midir, yoksa hain mi? Çünkü neresinden bakılsa Mollanur Vahidof da, Sultan Galiyef de bunu istiyordu; onların ardılı sayabileceğimiz öbürleri, yâni Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Şevket Süreyya ve diğerleri de! Bunların hepsi 'Türkçü' , yâni 'halkçı' kökenlidir; onları sosyalizme getiren de, zaten bu nitelikleri olmuştur; hal böyleyken, 'Soğuk Savaş' bittiği halde, 'Milliyetçi Hareket' onları 'Moskova Uşağı' birer 'hain' olarak mı görecektir; yoksa, Türklüğün gelecekteki mutluluğunun, eşitlikle özgürlüğü kaynaştırmış, sosyalist bir demokraside olduğuna inanan 'yurtseverler' olarak mı?

'Söz Milletin' programındaki Sultan Galiyef tartışmasında, MHP kanadı, bu bahiste açıklığa varamamış görünüyordu.

Affedersiniz unutmuşum, neydi o lâf?

Oysa adam ne Rus, ne Çinli, sapına kadar Türk; dahası, Türkçü, dahası hayalindeki ülkeye 'Turan sosyalist Cumhuriyeti' adını takmış; 'totaliter' bolşeviklikle savaşıyor, bu uğurda canını vermiş; ama Marksist, Türklüğün ancak bu yöntemle 'yükselebileceğine' inanıyor; nedir bu, bir 'ihanet' programı mı yoksa, halkına ve yurduna gönül vermiş bir demokratın, yurtsever projeksiyonu mu?

'Soğuk Savaş' ın kirliliğinden kendilerini arındırmış olanlar, çoktan asıl kimliklerine yâni Türkçülüklerine, yâni Halkçılıklarına sarıldılar; demokratlığın hoşgörüsü içinde, sosyalizmi de, aydınlık ve aydınlatıcı bir yol sayıyorlar; normali de, budur; bunun aksine direnmek, ne kadar çok şeyi birden, reddetmek anlamına geliyor, hesapladınız mı? Dilde, Kültürde, İşde birliği, yâni Türkçülüğü; Müdafaa-i Hukuk'u, yâni Kemalizm'i, yâni lâik Cumhuriyeti ve Demokrasiyi; Galiyefçiliği, yâni sosyalizmi ve tam bağımsızlığı!

Affedersiniz unutmuşum, bunların hepsini reddeden siyasi hareketlere, bir şey deniyordu, neydi o?

Cumhuriyet Arşiv 1998

www.cumhuriyet.com.tr
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ülkücü'ye Sınav Sorusu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Attila İlhan-
Buraya geçin: