Bilgi ve Tartışma Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Vatan




Mesaj Sayısı : 135
Kayıt tarihi : 07/06/08

Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi Empty
MesajKonu: Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi   Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi EmptyC.tesi Haz. 07, 2008 12:01 pm

Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi

Ansiklopedi ve sözlüklerde şövalyelik, "Gereğinden çok mert ve yürekli davranış" olarak tanımlanıyor.
Yılmaz Dikbaş'ın, ulus devletimizin korunması ve özellikle AB'nin gerçek yüzünü gösterebilmek için yaptığı mücadelede takındığı tutum, "Şövalyelik" olarak nitelendirilebilir ancak...
Asya Şafak Yayınları arasında, Kasım/2006'da çıkan 756 sahifelik, "Avrupa Birliği: Tabuta Çakılan Son Çivi" adlı son eserinde Yılmaz Dikbaş, AB tarafından devşirilmiş kişi ve kurumların gerçek yüzünü belgelerle gözümüzün önüne seriyor.
Bu kitaptan yaptığım alıntılarla, Avrupa'nın geçek aydınlarının AB hakkında yaptığı değerlendirmelerden birkaçıyla sizi yüzyüze getirmek bile, ülkemizde bu konuda konuşanların çoğunun bilgisizliğinizi anlamanıza yeterli olacaktır sanıyorum.

"DEVLETİMİZİN BAĞIMSIZLIĞI BİRKAÇ GÜN İÇİNDE SON BULACAK"

"1 Mayıs 2004 tarihinde 10 yeni üye AB'ye katıldı: Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Latviya, Litvanya, Malta ve Kıbrıs Cumhuriyeti.
İrlanda'da Haziran 2001 referandumunda 'Hayır' kampanyasının öncülüğünü yapmış olan Prof. Dr. Antony Coughlan, AB'nin 10 yeni üyesine Nisan 2004'ün son haftasında açık bir mektup yazdı. Aşağıda bu mektubu okuyacaksınız.
Prof. Dr. Antony Coughlan mektubuna, Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı Vaclav Klaus'un 21 Nisan 2004'de söylemiş olduğu şu sözleri aktararak başlıyor: 'Herkesin bildiği gibi, birkaç gün içinde, devletimizin bağımsız ve egemen varlığı sona erecektir.'
Ve işte mektubun devamı:
'AB hapishanemizin eski mahkumları olarak, aramıza yeni katılan arkadaşlarımıza hoş geldiniz diyorum. Yeni katlanların, bizlere bu siyasi hapishanenin duvarlarını yıkmakta yardımcı olacağına güvenebiliriz. Aynı zamanda, ulusal demokrasi ve siyasi bağımsızlıklarını kaybetmekle karşı karşıya kalan 10 yeni ülkenin, bu değerlerin ellerinden gitmesini arzu etmediğimizi bildiririz.
Yeni katılan 10 üye ülke, hem ekonomik hem de politik yönden çok kötü koşulları kabullenmişlerdir. Bu ülkeler şimdi, AB'nin 1957 yılından beri kabul ettiği, yaklaşık 80 bin sayfa tutan, yasalarını ve kurallarını kendi yasalarına uygulamak zorundadırlar.

ULUSAL PARA YOK

Hazırlanmasında hiçbir rol almadıkları bu yasalar ve kuralların çoğu, onların farklı koşullarına hiç de uymamaktadır.
15 AB üyesinin oluşturduğu toplu emperyalizm, yeni 10 üyeye çok açık bir biçimde şöyle dayatıyor: AB'ye alınmanızın bir koşulu olarak, en yakın zamanda ulusal paralarınızı kaldırıp Avro'ya geçeceksiniz. Bu dayatmayı yapanlar; İngiltere, Danimarka, ve İsveç'in ulusal paralarını kaldırmamış olmalarını, Avro'ya geçmemelerini gözardı etmektedirler. AB'ye katılan 10 üyeden Doğu Avrupalı olanlar eski Sovyetler Birliği'nin yörüngesindeyken, Ruslar hiçbir zaman onlara Ruble'yi dayatmamıştı. Oysa 15 AB üyesi bu yeni üyelere Avro'yu kabul etmeleri için dayatmaktadır.
AB üyeliği, Ulusal Meclislere karşı sorumlu olan Hükümet üyelerinin konumunu değiştirmekte, onları AB düzeyindeki uluslarüstü yasama organlarının denetimine bağlamaktadır. Bugüne kadar, hükümet üyeleri yasa çıkarmak için ulusal meclislerin desteğini almak zorundaydılar. Bundan böyle, 450 milyon Avrupalı'yı ilgilendiren yasa ve kararnameleri, kapalı kapılar ardında, adına AB Bakanlar Konseyi denilen 25 kişilik oligarşi çıkaracaktır. Hem de toplu olarak hiç kimseye karşı sorumlu olmadan!...(s.172)
Şimdi de, 1989'da 'İngiltere'nin Bağımsızlığı için Eylem' örgütünün başına getirilen ve İşçi Partisi'nin muhalefet sözcülüğünü de üstlenen Lord David Stoddart'ın söylediklerine kulak verelim:
'İngiltere, gurur duyulacak muhteşem bir mirasa sahiptir. İşte bu büyük miras ona, dünya sahnesinin her alanında önemli bir rol oynayabilmenin sonsuz kapasitesini sağlamaktadır. Biz, demokratik olmayan Avrupa süper devletinin giderek daha da sertleşen zinciriyle bağlanmak istemiyoruz. AB'den çekilip çıkmamamız İngiltere'ye zarar vermeyecek, tam aksine ulusumuzu AB'nin boğucu bürokrasisinden, yeteneksizliğinden ve küstahlığından kurtaracaktır. İngiliz ulusu, AB'nin dışında, sahip olduğu özgürlükle gelişip büyüyerek kendi kendini, şimdi olduğu gibi mutlulukla yönetmeye devam edecektir.

BLAİR HALKININ İSTEKLERİNİ HİÇE SAYIYOR

Kaybedecek şeyimiz o kadar büyüktür ki; çetin savaşımlar sonunda kazanmış olduğumuz özgürlüğümüz ve demokrasimiz hala tehlike altındayken, benim bu savaştan kaçmam mümkün değildir... AB Anayasası, ulusalcılığın tabutuna çakılmış son çividir. Tony Blair'in aksini savunması boş bir hayal, kuruntu ve aldatmacadır. Seçilmiş hükümetlerin ellerindeki güç, son 30 yılda yavaş yavaş, demokratik olmayan AB'ye devredilmiştir. Başbakan Tony Blair'in tutarsız ve birbiriyle çelişen sözleri, onun 50 yaşına basmış olmasına rağmen hala kafası karışık aptal bir çocuk olduğunu göstermektedir.
Bu hükümet, bir yalancılar kurumu olduğunu tekrar tekrar kanıtlamıştır. Yapılanların bir "düzenleme" olduğuna inanmamızı istiyorlar, oysa gerçekte yapılanlar bizim AB ile ilişkilerimizde tam bir yön değişimidir. AB Anayasası'nın imzalanmasıyla, AB artık bağımsız bir yasal tüzel kişiliğe bürünmektedir... Halkımız şunu anlamalıdır ki; AB Anayasası'nı imzalamakla, Başbakan Tony Blair, İngiltere'nin kendi kendini yönetme hakkını Brüksel'e teslim etmiştir. Elindeki kalemin bir darbesiyle, bin yıllık tarihimiz yok olup gitmiştir. Demokrasi mirasımız tümü ile elden çıkarılmıştır. Üst üste yapılan kamuoyu yoklamaları İngiliz halkının AB Anayasası'nı asla istemediğini ortaya koyduğu halde, 'Halkın hükümeti olacağız' diyerek iktidara gelen Başbakan Tony Blair, şimdi halkın isteklerini hiçe sayarak bu belgeyi Roma'da imzalamıştır...(s,205)"
"Avrupa Birliği: Tabuta Çakılan Son Çivi" adlı eseri okuyan herkes "AB'nin canı cehenneme" diye haykırmaktan kendini alamayacaktır sanıyorum.

Vural Savaş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Avrupa Birliği: Tabuta çakılan son çivi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Avrupa'da Tarikatlar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bilgi ve Tartışma Platformu :: Kültür,Sanat ve Kitap :: Usta Kalemler :: Vural Savaş-
Buraya geçin: